1986 yılında Sabah Gazetesi’nde işe başladıktan bir yıl sonra, yani 1987 yılının, 11 Nisan’ında açılışı yapılıp, yayın hayatına başlayan Yeni İleri Gazetesi için, Menderes Türel’den, “Gel birlikte çalışalım” teklifi üzerine, Sabah Gazetesi’nden ayrılıp, o yıllarda Antalya’nın yerel ve aynı zamanda tek ofset gazetesine geçiş yaptım.
Bir yıllık Adliye ve Polis Muhabirliğimin ardından, patronum Türel’in spor servisine geçmemi istemesiyle, Spor Gazeteciliği’ne adımımı attım.
Aslında kendinden bahsetmeyi seven birisi olmadığımı ve her konuda ki dik duruşumu Antalyaspor’da görev yapmış birçok Antalyalı iş adamımızın takdirle karşıladığının da altını çizmek isterim.
Kendi kendimi sorgulamıyor değilim..
Zira, 28 yıllık meslek hayatımın 18 yıllık bölümünde spor gazeteciliği yaptım.
Ve…
Muratpaşa Belediye Başkanı’na bu güne kadar köşe yazılarımın hiç birisinde, “Sayın” kelimesini kullanmadım.
Çünkü üç dönem aynı belediyede başkanlığı görevi yapan kişi kendi partilisi olan bir Belediye Başkanıydı ve hep samimi olan birisiydi.
O nedenle gerek duymadım.
Bu nedenle ilk kez kendisine “Sayın, “Ümit Uysal” diyeceğim.
Nedeni de, yeni yani acemi olmasından dolayı.
Orhan Okulu gibi, Antalya’nın onuru, gururu, geleceğin yüz akı, Türkiye’nin Başpehlivanı’na sahip çıktığını zannederken, onu hedef tahtası haline getirmiş durumdadır.
Orhan Okulu Elmalı’da Başpehlivan olmuştur..
Hem de, anasının ak sütü gibi hak ederek.
Öyle güreşler çıkartmıştır ki Okulu, bırakın tribünleri, hakem heyetinde görev alanların dahi, “Bu kez kesin elenir” dediği güreşleri, gücü, yeteneği, beyni ve Allah’ın verdiği dermanla basamakları birer birer çıkarak anasının ak sütü gibi helal, Elmalı Yeşil Yayla Güreşleri’nin Başpehlivanı olmuştur.
Ve bu unvan için Orhan Okulu’nun, asla ve asla Ümit Uysal’ın, “Hakemlere rağmen” beyanatına ihtiyacı olmamıştır.
Kusura bakma acemi başkan!..
Bana sakın alınma Ümit ağabey.,
Başarını perçinlemek ise eğer niyetin, başarılı olan sporcularına-ki bunu falanca dal ile sınırlanmıyorum, hepsine sahip çık..
Hentbol, Voleybol, Futbol, Basketbol, Atletizm fark etmez.,
Önemli olan, bir şehirde o spor dalına gönül vermiş olan topluluklara sahip çıkmayı devam ettirmek.
Misal.,
Önceki Başkan Süleyman Evcilmen Hentbol’a büyük önem verirdi zira, kurduğu takım Avrupa şampiyonu bile olmuştu.
Hem de defalarca..
Eminim ki sen, Evcilmen ne yaptıysa, tam tersini uygulamayı kendini mecbur hissediyorsun Ümit Başkan!..
Ama bu mantık, unutma ki Er Meydanlarında asla geçerli olmamıştır..
Başkan..
Orhan Okulu Elmalı’da Başpehlivan olduktan sonra demişsin ki, “Hakemlere rağmen”…
Yapma be başkan.,
Yapma..
Orhan’ın yukarıda da belirttiğim gibi önünü kesme..
Çünkü çayırda futboldaki gibi hakem ayak oyunları olmasının mümkünü yok.
Tamam.,
Bazı kararlarda tartışma, yeni senin dahi, “Hadi ya oradan” dediğin olmuştur ama.,
Er Meydanında bir pehlivan rakibini ya sırtını yere getirip maçını kazanacak.
Ya da rakibinin göbeğine ay parçasını gösterecek.
Yoksa öyle durduk yerden kimse er meydanında Baş Pehlivan olamıyor.
Bu nedenle, başarısı anında sevinç çığlıkları attığın.
“Bizim pehlivanımız Elmalı’da her şeye rağmen başpehlivan oldu” dediklerine sonuna kadar sahip çık ki, “Şov” yapmadığına birileri inansın.
Ben dahil..
Not. Sayın Uysal, Ben 15 yıllık süreçte kendisini cepten aradığım Evcilmen o an açmadıysa-ki başkasını örnek vermek bile gereksiz, en kısa süreçte müsait olduğunda geri dönen kişiydi. Ama sizi son bir haftada üç kez aradım, bir kez olsun dönmediniz. Hayırdır? Havaya mı girdiniz. Size iyi havadarlılık..