Vali beye mesaj var!.

Abone Ol

Aynı zamanda CHP’den Belediye Meclis Üyesi olan değerli ustamın bu başlığını çok tuttum. Yarın’a kadar da bırakmaya niyetli değilim. Yarın ise salıvereceğim gidecek.
Laf aramızda dün güzel bir yazı yazmış. Yarın, ben o yazısına bir süslemede bulunmak istiyorum. Tabi ki yüksek müsadesiyle.
Bilindiği üzre, cumartesilerimizi Elin Sude hanımlara ayırırız ya.
“Durmak yok, cumartesi programlarına devam” misali-ki kimse bu sloganın sadece AKP sloganı olduğunu söylemeye kalkmasın, biz yıllardır söyler, dururuz. İspatı mümkün..
Bu haftaki cumartesi programının menüsünde deniz-havuz-agua park vardı.
Akşamı yaptık, beyhut düştü.
O kadar yorulmuş ki, akşam yemeğini dahi yarım yamalak yiyip, kendisini yatağa zor attı.
Önümüzdeki cumartesi de, aynı programı uygulayacağım. Belki hafta sonu organizasyonlarından vazgeçer de, biz de derin bir oh çekeriz.
Nerdeeeee.
Pazar akşamı balkonda oturduk erkek arkadaş-kız arkadaş gibi sohbet ediyoruz.
“Yarın sabah erkenden seninle şöyle bir deniz keyfi yapalım mı” demez mi?
Babasıyla değil de, sanki!..
Neyse.,
Sude bu. Beynimden girdi, kalbime daldı, deniz olayının olurunu aldı.
Almasa şaşmak gerekirdi.
Sabahın 06’sında kalkıp oturmuş. Biraz daha uyku gıdamızı almamız için uyandırmaya kıyamamış. 07’ye doğru, “Ohoooo. Bu ne uykuculuk” haykırışlarıyla kaldırmaz mı?
Söz verdiğime bin pişmanlar oldum. Sözümüzü tutmama şansımızın zerresi mümkün değil.
Konyaaltı Beech’te aldık soluğu.
Baki Gurubun işlettiği yer. Beach Park değil.
Deniz’e girmek mesele. Girdikten sonra tüm meseleler ortadan kalkıyor. Mesele konusu suyun Temmuz ayına girilmesine rağmen hala suğuk olması. Alışıncaya kadar zoru var. Alıştıktan sonrası kolay.
1 saat yüzme keyfi. Derken en az 15 dakikalık bir yürüyüş organizasyonu.
Her şey illaki Konyaaltı olacak ya, rota Konyaaltı Caddesi. İstikamet Çağdaş Yaşamı destekleme Derneği.
Saat sabahın 08.25’i. Yavuz Özcan Parkı’nın batı yakasından giriyoruz. Girdiğimiz anda Elin Sude hanım duruyor. Ve eliyle önündeki tabelayı göstererek
“Bu ne baba” diye sormaz mı?
Büyük harflerle
“T.C ANTALYA VALİLİĞİ ÖZÜRLÜLER İLETİŞİM MERKEZİ.”
Bir tabela ve tabelanın üzerindeki yazı aynen böyle.
“Baba bu ayıp değil mi? Özürlüler yerine engelliler denemez miydi?
1. tabelayı geçiyoruz, 7-8 metre sonra bu sefer sağ tarafta aynı tabela ve aynı hitapları içeren 2. tabela. 2. tabelayı çok değil 5-6 metre geç aynı içeriklerin yer aldığı 3. tabela.
“T. C Antalya Valiliği” yazdığı için
Sayın Valim.,
Elin Sude 10 yaşında. O tabelaları yazma talimatını verenler eminim ki Elin Sude’nin 4 kat büyük yaştalar.
Tabelanın hitap şekline mi yanarsın, “Kendi iletişim merkezini görmesi gereken kör olabilir. O nedenle 5 metre arayla koyabildiğiniz kadar tabela koyun” talimatı mı verilmiş ne?