Var mı böyle insan?
İlişkilerinde dürüst, samimi, içten olmalı.
Pembeymiş, mormuş, siyahmış hiçbir yalana başvurmamalı, ne hissediyorsa onu yansıtmalı dışına…
İçi dışı bir olmalı insanın…
Düz olmalı, yalpasız, zikzaksız…
Çocuk kalbi gibi açık ve hesapsız…
Sözü özüne, özü de sözüne uymalı. Yüzüne bakınca en derinlere kadar içini görebilmeli…
İyi insan olmalı. İyi baba, iyi koca, iyi arkadaş, iyi çalışan…
Dost olmalı dost. Sırtını yaslayabileceğin çınar, sonuna kadar güvenebileceğin yaren olmalı…
Onurlu, haysiyetli, şerefli olmalı…
Cesur olmalı, dünya üstüne gelse doğru bildiğinden şaşmamalı…
İçi dışı bir olmalı insanın…
Önü arkası, sağı solu belli olmalı. Kin, nefret, kıskançlık, ihanet bulunmamalı fıtratında.
Sevgi dolu, şefkat dolu olmalı…
Çok konuşan, boş konuşan, acı konuşan değil, az konuşan, öz konuşan, yeri geldiğinde susarak anlatmasını bilen olmalı. Edepli, adaplı olmalı. İçiyle konuşan, küçük hesaplar peşinde koşan, dar beyninde karanlık planlar yapan değil, her şeyiyle ayan beyan olmalı…
Zaaflarına yenik düşmemeli, kibrin dostu olmamalı. Umutsuzluğu huy edinmemeli. Aksine umutlara sarılmalı…
Korkak, vicdansız, merhametsiz, sinsi değil cesur, vicdanlı, merhametli olmalı…
Görmeyince gözün ve gönlün arayacağı olmalı insan…
Varlıkta ve yoklukta, hastalıkta sağlıkta yanında olmalı dostunun, akrabasının, yakınının…
Ne güzel demiş şair;
İçi dışı bir olmalı insanın
Bütün organları görünmeli bakınca
Aklından geçenler okunmalı alnından.
İçi dışı bir olmalı insanın
Düşünceleri bir bir dökülmeli dudaklarından
İçinde iyi kötü ne varsa dışarıya akmalı damarlarından.
İçi dışı bir olmalı insanın
Eğrisiyle doğrusuyla dimdik durmalı
Yalansız, riyasız neyse o olmalı.
İçi dışı bir olmalı insanın
Sanki derisi içinde, organları dışında
Yalanı, yanlışı, eğrisi, doğrusu görünmeli bakınca.
Ne dersiniz var mı böyle insan?
Yok derseniz, zor derseniz, yalnızlık gerek bana…