Hacısüleyman, ABD’nin yeni dönemde dış ticaret politikalarında beklenen değişikliklerin dünya ekonomisi üzerindeki etkilerini dikkatle izlemek gerektiğini belirtti. Eski ABD Başkanı Donald Trump’ın 2017’de göreve geldiğinde Çin, Almanya ve Türkiye gibi ülkelere yönelik gümrük vergilerini artırdığına değinerek, Trump’ın yeniden bu yönde adımlar atabileceğinin sinyallerini verdiğini söyledi. ABD'nin Avrupa’dan ithalatına uygulayacağı yeni vergilerin, Avrupa ekonomisinde büyümeyi yavaşlatabileceğini, bunun da Türkiye’nin ihracatında ciddi kayıplara yol açabileceğini ifade etti. Türkiye’nin küresel ticaretteki yerinin korunması için bu gelişmelerin yakından takip edilmesi gerektiğini vurgulayan Hacısüleyman, artan korumacılık eğilimlerinin tüm sektörleri olumsuz etkileyebileceğine dair uyarıda bulundu.
Ekonomik istikrar arayışında zorlu süreç
Son yıllarda uygulanan ekonomi politikalarının yarattığı dengesizliklerin normale dönüşü zorlaştırdığına dikkat çeken Hacısüleyman, Türkiye ekonomisinin karşı karşıya olduğu sorunların dünya genelindeki ekonomik belirsizliklerden bağımsız düşünülemeyeceğini ifade etti. Rusya-Ukrayna Savaşı, İsrail-Filistin gerilimi ve artan siyasi tansiyonun dünya ekonomisine zarar verdiğini belirten Başkan, bu süreçlerin Türkiye’yi doğrudan etkilediğini vurguladı. Hacısüleyman, normalleşme sürecinde ekonominin yeniden istikrara kavuşması için iş dünyasının uzun vadeli ve stratejik yaklaşımlar benimsemesi gerektiğini söyledi. "Artık sıradan olmayan bu ekonomik şartlarda sıradan çözümlerle ilerleyemeyiz" diyerek, iş dünyasının üzerine düşen sorumluluklara dikkat çekti.
Asgari ücrette denge
Son günlerin en sıcak konularından biri olan asgari ücret tartışmalarına da değinen Hacısüleyman, bu konunun sadece çalışanların değil, işverenlerin de haklarını gözeterek çözülmesi gerektiğini söyledi. Mevcut ücret seviyesinin yoksulluk sınırının altında olduğunu ve çalışanların alım gücünün giderek düştüğünü belirtti. Öte yandan, asgari ücrette yapılacak yüksek oranlı artışların işverenlerin rekabet gücünü olumsuz etkileyebileceğini ve özellikle ihracat odaklı firmalar için maliyetleri artırarak, iç ve dış pazarda zayıflığa yol açabileceğini vurguladı. Hacısüleyman, “Devlet, barınma, sağlık ve eğitim gibi temel ihtiyaçlarda maliyetleri düşürerek ücret artışlarına daha az ihtiyaç duyulmasını sağlamalı. Bu hem çalışanlar hem de işverenler için sürdürülebilir bir çözüm olacaktır” ifadelerini kullandı.
Çözüm önerileri
ATSO Başkanı, emek yoğun sektörlerde faaliyet gösteren firmaların son yıllarda iş gücü bulmakta ciddi zorluklar yaşadığını belirterek, EYT düzenlemeleri ve artan iş gücü açığının, bazı firmaları ithal iş gücü çözümüne yönelttiğini söyledi. Özellikle Antalya gibi turizm ve tarım sektörlerinin yoğun olduğu bir şehirde iş gücü eksikliğinin daha büyük sorunlara yol açabileceğini vurgulayan Hacısüleyman, ithal iş gücüne yönelik izin süreçlerinin hızlandırılması ve bu konuda ortak bir akıl geliştirilmesi gerektiğini ifade etti. Ancak önceliğin her zaman yerli iş gücüne verilmesi gerektiğini belirterek, “Vatandaşlarımızın istihdamı her zaman önceliğimizdir. Ancak bazı sektörlerdeki zorunlulukları da göz ardı edemeyiz” dedi.
‘Vergi düzenlemeleri şart’
Türkiye’nin rekabet gücünü artırabilmesi için vergi politikalarının yeniden ele alınması gerektiğini belirten Hacısüleyman, özellikle gelir vergisi dilimlerinde yapılacak düzenlemelerin işverenlerin üzerindeki yükü hafifleteceğini söyledi. Türkiye’nin dünya ihracat sıralamasında 29. sırada yer aldığını hatırlatan Başkan, üretim ve katma değerli yatırımlarla bu sıralamanın daha üst basamaklara taşınabileceğini belirtti. Enflasyonda yaşanan düşüşün olumlu bir gelişme olduğunu ancak hala arzu edilen seviyenin uzağında bulunduğunu söyleyen Hacısüleyman, faiz indirimleri ve mali disiplinin büyüme üzerindeki baskıyı azaltacağına inandığını ifade etti.
Gündem kirliliği ve iş dünyası
Son olarak, ekonomik ve siyasi belirsizliklerin iş dünyasını olumsuz etkilediğini belirten Hacısüleyman, “Sürekli değişen gündemler ve bilgi kirliliği iş dünyasının odaklanmasını engelliyor. Yatırım ve üretime konsantre olmak için bu faktörleri minimize etmeliyiz” dedi. Hacısüleyman, Türk iş dünyasının, teknolojik dönüşüm ve dijitalleşme gibi konularda hızla yol alması gerektiğini söyleyerek, "Bu çalkantılı süreçte riskleri fırsata çevirebilecek stratejik adımlar atmalıyız" çağrısında bulundu.
ATSO/Bülten
DHA