Vergi rekortmeni ‘avukat’ ise..
Dikkat edin..
İlk sırada bir “avukat” var..
Avukat Bora Terzioğlu, bir önceki dönemde de yine en çok vergi veren mükellefti..
İl 10’da ise “3 avukat” daha yer alıyor..
…
Bakın..
Antalya gibi 3 T’nin (Turizm-Tarım-Ticaret) başı çektiği bir “dünya kenti”nde..
Eğer gelir vergisi rekortmeni bir “avukat” ise..
O kentte “büyük sorunlar” var demektir..
Nedir bu sorunlar?
1- Antalya’nın önemine paralel “önemli yatırımlar” yapılmıyordur..
2- Sanayi ve Ticaret işletmeleri çok zayıftır..
3- Turistik işletmeler, kazanç elde edecek nitelikte değillerdir..
4- Tarımda güçlü şirketler yoktur..
5- Marka (hatta dünya markası) olacak çalışmalar yapılmıyordur..
Ya da..
6- Vergi kaçırılıyordur..
7- Antalya’ya yatırılması gereken vergiler, başka kentlere yatırılıyordur..
…
Aylarca ATSO ile ortak çalışma yaptık, “sektör temsilcilerini” TV’ye çıkardık..
Şunu çok iyi biliyorum..
Antalyalı yatırımcı “marka” olmayı çok istiyor..
Ama..
“Marka” olabilmek için kılını bile kıpırdatmıyor, elini cebine atmıyor..
Sanki sihirli bir el gelip kendisine değecek ve o da durduğu yerde “marka” olacakmış gibi davranıyor..
Oysa “marka” olmak, “ticari amaca ulaşmak” demektir..
Vergi rekortmenleri arasında ilk sıralarda yer almak demektir..
…
Öte yandan..
Antalya’dan her türlü hizmeti alan –özellikle- turizm ve sanayi kuruluşlarının başka kentlerde vergi ödemesi, bu nedenle de Antalya’nın vergiden hak ettiği payı alamaması da farklı bir sorun tabii..
Yıllardır konuşulur..
Ama.
Nedense, çare bulunmaz..
…
Dediğim gibi..
Vergi rekortmeni “avukat” oluyorsa..
O kentte “büyük sorunlar” var demektir..
Antalya’nın, bu sorununu çözecek vekillere, işadamlarına, yatırımcılara, ama bunu siyasi malzeme yapmayacak yöneticilere ihtiyacı var..
…
Öyle anlaşılıyor ki..
Antalya’nın yöneticileri..
Ve de Antalya’nın işadamları..
“Antalya” adının büyüklüğünü anlayacak ya da taşıyacak kapasitede değiller..
Antalya’nın halkı da..
Galiba “küçük hesap” peşinde olanların peşinde..
Sanırım..
Önce bu sorun çözülmeli..