24 yaşındaki Engin Ustali Antalya’da aşçılık yapıyordu. 8 Temmuz 2018 akşamı saat 21.00’da Muratpaşa ilçesi Cebesoy Caddesi’nde bankacı arkadaşı Esra Nur Tezgi ile birlikte bir toplu taşıma aracından indi. Cebesoy’dan Fahrettin Altay Caddesi istikametine giden otobüsten indikleri durağın tam karşı şeridinde, Şükrü Solmaz Parkı önündeki otobüs durağına gitmek istiyorlardı. Orta refüjde bekleyip tam karşı şeride geçerlerken; indikleri otobüsle aynı istikamette seyreden 07 SZ 801 plakalı 67 yaşındaki A. H. yönetimindeki bir otomobil ikiliye çarptı. Görgü tanıklarının iddiasına göre olayda fren izi bile yoktu, çok eski bir model olan aracın muayenesi bulunmuyordu. Tezgi hafif derecede yaralanırken Engin Ustali 4 gün yoğun bakımda kaldı. Yaralılar önce özel bir hastaneye oradan da Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne götürüldü. Eyleme hazırlanıyorlar
Türk-İş Sendikası Antalya eski Bölge Temsilcisi Mehmet Ustali’nin yeğeni de olan Engin Ustali 12 Temmuz günü bu hastanede yaşamını yitirdi. Aile organ bağışı yapmak istediyse de çarpmanın etkisiyle zarar gören organlar bağışlanamadı. Engin Ustali’nin cenazesi Uncalı Mezarlığı’nda toprağa verildi. Kendilerine başsağlığı dilenmediği ve sürücü tutuklanmadığı gibi 3 ayı aşkın süredir iddianame bile hazırlanmamış olması aileyi isyan ettirdi. Ustali ailesinden kazada yaşamını yitiren Engin Ustali’nin abisi Emin Ustali; şahsın olaydan birkaç gün önce de maddi hasarlı kazaya karıştığını, benzer kazalarda işleyen adli süreçlerin hızlarının aksine aylardır iddianame hazırlanmamış olmasına anlam veremediklerini, adaletin sebebini bilmemekle beraber ağır işlediğini belirterek haklarını aramak için Kalekapısı Saat Kulesi önünde oturma eylemi yapacaklarını duyurdu. ‘Şahıs tutuklanmadı bile’
Sorularımız üzerine Emin Ustali gazetemize konuşarak şu iddialarda bulundu; “Kardeşime ait Adli Tıp Raporu’nda kafatasında 3 kırık, sol kol ve bacakta kopma derecesinde yaralanma, boyun kırılması, omurilik parçalanması, omuzlarda kırık, yüzde tahribat ve sol bacakta kısalma olduğu yazıyor. Şiddetli çarpma sonucu büyüklü küçüklü 15’ten fazla kemik kırığı vardı. 12 Temmuz günü kardeşimi defnettikten sonra, Yenikapı Polis Merkezi’nde verdiğim ifade de şüpheli şahıs olan sürücü A. H.’den şikâyetçi oldum. Kurumlardan, olay yerinden geçen otobüslerin, çevredeki işletmelerin kamera görüntülerini talep etmelerini istedim. Kamera görüntülerinin bile olaydan bir ay sonra istendiğini öğrendim. Araç marka modeli, plaka ve olay saatini ilgililere vermeme rağmen 38 aracın görüntüsü istenmiş. Biz de bunun üzerine babam Salih Ustali ile birlikte dedektif gibi iz sürdük. Olay bölgesinde kamera kaydı, görgü tanığı aradık. Ben kendi çabalarımla silinmeden önce olay yerini gösteren, otobüslere ait bazı kamera kayıtlarına ulaştım. Şüpheli şahıs ifadesinde; kazadan sonra aracın yerinin değiştiğini, eşkâlini hatırlamadığı kişilerin aracını çektiğini öne sürmüş. Bu aracın çekilmeden önceki hali; elimizdeki görüntülerde mevcut ve şerit ihlali yaptığı gözle görülebiliyor, zaten o anda aracın çekilmesi bile suç. Şüpheli şahıs olaydan sonra hiçbir şekilde tutuklanmadı.” ‘Sofra kurmuşlar’
“O gece polis merkezinde gözaltındayken ailesiyle beraber sofra kurulmuş masada kendisine. Bu durumu CİMER’e şikâyet ettim. CİMER; suçu ne olursa olsun bunun insan hakları çerçevesinde olduğunu, aksi durumda cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulunabileceğimizi söyledi. Ancak ben dosyanın başka yönlere çekilmesini önlemek için suç duyurusunda bulunmadım. Olay sonrası sürücünün ailesi ile yaralı Esra Nur Tezgi ve ailesi arasında da tartışma yaşandı. Olay gecesi şüpheli bazı kişiler özel hastanede yanımıza gelip koridorlarda ortalık alanda, kardeşimin arkadaşlarının yanında sürücünün aleyhine sözler sarf ettiler. Daha sonra bu kişilerin, şüpheli şahsın eşiyle avukat olan kızı olduğunu öğrendik.” 3 gün önce de kaza yapmış
“Şüpheli şahıs A. H.’nin bizim kazadan 3 gün önce maddi hasarlı bir trafik kazasına karışarak 2 araca zarar verdiğini sigortadan öğrendim. Yüzde yüz kusur bu şahsa verilmiş. Çarptığı kadın sürücü ayrıca hakaretten dolayı da şahıs hakkında şikâyetçi olmuş. Şahsın aracının muayenesinin olmadığı da polis raporlarıyla ortaya çıktı. Ancak buna rağmen araç bağlanarak otoparka çekilmek yerine sahibine hemen geri verilmiş. Ölüm haberinden sonra başsağlığı bile dilemeye tenezzül etmediler. İnsan canı onlar için bu kadar mı değersiz. Olayın üstünden 3 ayı aşkın bir süre geçmesine rağmen halen iddianame düzenlenemedi. Adalete yardımcı olabilmek için kendim delil topluyorum, mücadele ediyorum. Kaza gerçekleştikten hemen sonra durağa gelen otobüsün kamerasında aracın durduğu yer, kardeşimin yerde yattığı alan gözüküyor. Olayı gören bir kişi otobüse biniyor ve olayı anlatıyor otobüsteki yolculara. ‘Yolu bitirmişlerdi, ortada bekliyorlardı, araç geldi çarptı’ diyor.” Aleyna olayı örneği
“Hatırlarsınız Döşemealtı ilçesi Çıplaklı Mahallesi’nde 16 Ağustos’ta Antalya-Burdur karayolundaki tali yoldan karşıya geçmek isteyen lise öğrencisi 17 yaşındaki Aleyna Hatun Budanır’a H.K. idaresindeki otomobil çarpmıştı. Bizim kazamız 8 Temmuz’da Aleyna’nın kazası ise 16 Ağustos tarihinde yani bizim kazamızdan yaklaşık bir buçuk ay sonra yaşandı. Genç kızın organları 6 hastaya can, 2 hastaya ışık oldu. Biz de kardeşimin organlarını bağışlamak istedik ancak organlar zarar gördüğü için bağışlayamadık. Kardeşimin yaşadığı kazadan bir buçuk ay kadar sonra yaşanan ve hukuken benzer bir olay olan Aleyna’nın kazasının davasının görülmesine başlandı bile. Adalet arıyorum.”
Şükrü AĞIRMAN
Türk-İş Sendikası Antalya eski Bölge Temsilcisi Mehmet Ustali’nin yeğeni de olan Engin Ustali 12 Temmuz günü bu hastanede yaşamını yitirdi. Aile organ bağışı yapmak istediyse de çarpmanın etkisiyle zarar gören organlar bağışlanamadı. Engin Ustali’nin cenazesi Uncalı Mezarlığı’nda toprağa verildi. Kendilerine başsağlığı dilenmediği ve sürücü tutuklanmadığı gibi 3 ayı aşkın süredir iddianame bile hazırlanmamış olması aileyi isyan ettirdi. Ustali ailesinden kazada yaşamını yitiren Engin Ustali’nin abisi Emin Ustali; şahsın olaydan birkaç gün önce de maddi hasarlı kazaya karıştığını, benzer kazalarda işleyen adli süreçlerin hızlarının aksine aylardır iddianame hazırlanmamış olmasına anlam veremediklerini, adaletin sebebini bilmemekle beraber ağır işlediğini belirterek haklarını aramak için Kalekapısı Saat Kulesi önünde oturma eylemi yapacaklarını duyurdu.
Sorularımız üzerine Emin Ustali gazetemize konuşarak şu iddialarda bulundu; “Kardeşime ait Adli Tıp Raporu’nda kafatasında 3 kırık, sol kol ve bacakta kopma derecesinde yaralanma, boyun kırılması, omurilik parçalanması, omuzlarda kırık, yüzde tahribat ve sol bacakta kısalma olduğu yazıyor. Şiddetli çarpma sonucu büyüklü küçüklü 15’ten fazla kemik kırığı vardı. 12 Temmuz günü kardeşimi defnettikten sonra, Yenikapı Polis Merkezi’nde verdiğim ifade de şüpheli şahıs olan sürücü A. H.’den şikâyetçi oldum. Kurumlardan, olay yerinden geçen otobüslerin, çevredeki işletmelerin kamera görüntülerini talep etmelerini istedim. Kamera görüntülerinin bile olaydan bir ay sonra istendiğini öğrendim. Araç marka modeli, plaka ve olay saatini ilgililere vermeme rağmen 38 aracın görüntüsü istenmiş. Biz de bunun üzerine babam Salih Ustali ile birlikte dedektif gibi iz sürdük. Olay bölgesinde kamera kaydı, görgü tanığı aradık. Ben kendi çabalarımla silinmeden önce olay yerini gösteren, otobüslere ait bazı kamera kayıtlarına ulaştım. Şüpheli şahıs ifadesinde; kazadan sonra aracın yerinin değiştiğini, eşkâlini hatırlamadığı kişilerin aracını çektiğini öne sürmüş. Bu aracın çekilmeden önceki hali; elimizdeki görüntülerde mevcut ve şerit ihlali yaptığı gözle görülebiliyor, zaten o anda aracın çekilmesi bile suç. Şüpheli şahıs olaydan sonra hiçbir şekilde tutuklanmadı.”
“O gece polis merkezinde gözaltındayken ailesiyle beraber sofra kurulmuş masada kendisine. Bu durumu CİMER’e şikâyet ettim. CİMER; suçu ne olursa olsun bunun insan hakları çerçevesinde olduğunu, aksi durumda cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulunabileceğimizi söyledi. Ancak ben dosyanın başka yönlere çekilmesini önlemek için suç duyurusunda bulunmadım. Olay sonrası sürücünün ailesi ile yaralı Esra Nur Tezgi ve ailesi arasında da tartışma yaşandı. Olay gecesi şüpheli bazı kişiler özel hastanede yanımıza gelip koridorlarda ortalık alanda, kardeşimin arkadaşlarının yanında sürücünün aleyhine sözler sarf ettiler. Daha sonra bu kişilerin, şüpheli şahsın eşiyle avukat olan kızı olduğunu öğrendik.”
“Şüpheli şahıs A. H.’nin bizim kazadan 3 gün önce maddi hasarlı bir trafik kazasına karışarak 2 araca zarar verdiğini sigortadan öğrendim. Yüzde yüz kusur bu şahsa verilmiş. Çarptığı kadın sürücü ayrıca hakaretten dolayı da şahıs hakkında şikâyetçi olmuş. Şahsın aracının muayenesinin olmadığı da polis raporlarıyla ortaya çıktı. Ancak buna rağmen araç bağlanarak otoparka çekilmek yerine sahibine hemen geri verilmiş. Ölüm haberinden sonra başsağlığı bile dilemeye tenezzül etmediler. İnsan canı onlar için bu kadar mı değersiz. Olayın üstünden 3 ayı aşkın bir süre geçmesine rağmen halen iddianame düzenlenemedi. Adalete yardımcı olabilmek için kendim delil topluyorum, mücadele ediyorum. Kaza gerçekleştikten hemen sonra durağa gelen otobüsün kamerasında aracın durduğu yer, kardeşimin yerde yattığı alan gözüküyor. Olayı gören bir kişi otobüse biniyor ve olayı anlatıyor otobüsteki yolculara. ‘Yolu bitirmişlerdi, ortada bekliyorlardı, araç geldi çarptı’ diyor.”
“Hatırlarsınız Döşemealtı ilçesi Çıplaklı Mahallesi’nde 16 Ağustos’ta Antalya-Burdur karayolundaki tali yoldan karşıya geçmek isteyen lise öğrencisi 17 yaşındaki Aleyna Hatun Budanır’a H.K. idaresindeki otomobil çarpmıştı. Bizim kazamız 8 Temmuz’da Aleyna’nın kazası ise 16 Ağustos tarihinde yani bizim kazamızdan yaklaşık bir buçuk ay sonra yaşandı. Genç kızın organları 6 hastaya can, 2 hastaya ışık oldu. Biz de kardeşimin organlarını bağışlamak istedik ancak organlar zarar gördüğü için bağışlayamadık. Kardeşimin yaşadığı kazadan bir buçuk ay kadar sonra yaşanan ve hukuken benzer bir olay olan Aleyna’nın kazasının davasının görülmesine başlandı bile. Adalet arıyorum.”