Ya çok gerilerde kaldım ya da çok öndeyim..
Avrupa Birliği, global kriz, Ortadoğu’ya Avrupa’nın bakışı derken, siyasete daldık..
Merak ettim, sordum..
“Avusturya’da da, iktidar-muhalefet ilişkileri bizdeki gibi, yani it dalaşı şeklinde mi?
Orada da muhalefet, iktidarı ve yaptığı işleri vatandaşın gözünde küçültmek için sürekli olarak kötüler mi?
Orada da siyasi parti başkanları –elinde kesin bir bilgi olmadan- iktidarı yolsuzluk ve hırsızlıkla suçlar mı?”
Acı acı gülümsedi ve şunları söyledi:
“Avusturya’da seçimler bittikten sonra, partiler ‘siyasi gömleklerini’ sırtlarından çıkarır, artık hepsi bir dahaki seçime kadar halkın refahı için neredeyse birlikte çalışırlar..
Muhalefet çeşitli projeler üretir ve bunu halkın yararına olacak şekilde uygulaması için iktidara sunar..
İktidar bunu isterse uygular, istemezse uygulamaz..
Bunun notunu bir sonraki seçimde halk verir, seçimini ona göre yapar..”
…
Ben cevabımı almıştım..
Aranızda, cevabını alamayan var mı?
…
Dönelim bize..
Geçtiğimiz hafta içinde anamuhalefet partisinden bir açıklama yapıldı..
“AKP projelerimizi tırtıklıyor” dendi..
Seçim öncesi CHP tarafından meydanlarda açıklanan projelerin, AK Parti tarafından benimsendiği ifade edildi..
Bununla ilgili bir de rapor hazırlandı..
Rapora göre..
CHP’nin gündeme getirdiği ve o dönem Başbakan’ın eleştirdiği, ancak şimdi hayata geçirilme çalışması yapılan projeler arasında şunlar yer alıyor:
- 2-B arazileri sorununun çözümü..
- Yoksul çocuklara süt dağıtımı..
- Dershanelerin kapatılması ve üniversite sınavlarının kaldırılması..
- Aile sigortası ve intibak yasası çıkarılması..
- 81 ilde öğrenci yurdu yapılması..
- Kamuda taşeron işçi çalıştırmaya son verilmesi..
- Darbelere zemin hazırladığı öne sürülen TSK İç Hizmet kanunu 35. maddesinin kaldırılması..
- Bedelli askerlik..
…
Şunu anlamak istiyorum..
CHP’nin “bize ait” dediği projeler komisyonlarda ve genel kurulda görüşülürken, CHP bütün bu çalışmaları yerden yere vurmadı mı?
Hala vurmuyor mu?
Bu tutum, kendi projesini yerden yere vurmak olmuyor mu?
Bu nasıl bir muhalefet zihniyetidir böyle?
Biri bunu bana anlatsın lütfen..
…
Ben ya çok gerilerde kaldım, ya da fırladım çok önlere geçtim..
Türkiye’de iktidarla muhalefetin, “parti gömleğini” sırtından çıkarıp bu millet için elele çalışmasını istiyorum..
İktidarda da muhalefette de, yolsuzluk-hırsızlık-arsızlık yapanlar yer bulmamalıdır..
Bu millet artık “ahmak” yerine konmamalıdır..
Bütün siyasi partiler, kendi program ve projelerini ortaya koyup, iktidar olabilmek için vatandaşı ikna etmeyi bilmelidir..
Vatandaşın gözünün içine baka baka gerçekler saptırılmamalı, topluma sürekli korku enjekte edilmemelidir..
Akılcı olan bu tür bir “devlet yönetimi” değil midir?
…
Türk kültürünün Avusturya kültüründen çok daha zengin, çok daha hümanist olduğunu biliyorum..
Avusturya’da iktidar-muhalefet “elele” çalışabiliyorsa, biz daha ötesini yapabiliriz..
Yeter ki..
“Parti küçük olsun, benim istediğim olsun” anlayışından uzaklaşabilelim..
“Senin partin bilmez, benim partim bilir” saçmalığını bırakabilelim..
“Ortak çalışma” olgunluğuna ulaşabilelim..
Yeter ki..
“Vatandaş refaha ulaşırsa, ülke refaha ulaşır” zihniyetini benimseyebilelim..
Biraz “ütopik” istek bunlar, biliyorum..
Ama..
Neden olmasın, söyler misiniz?