YALANIN BAHANESİ OLMAMALI 

Günümüzün sosyal hayatında bazı insanlar hayat felsefelerinde yaptıkları yanlışlarla başka insanlara davranışlarını normal görüyorlar. 

Yalan da bunların başında geliyor. 

Söylediği yalanla karşısındaki insana maddi manevi zarar verenler yalanları yakın çevrelerince kabul gördükçe yalanlarına devam edebiliyor. 

Kendi yaşam ortamları ya da kendi menfaatleri gereği ya kendince ya da çevresindekilerin yönlendirmesiyle yalan söyleyerek bir başkasını kandırabiliyor. 

Hatta bu yalan söylemeyi o kadar rahat o kadar fütursuzca yapıyor ki kandırdığı insana bir süre öncesinde kendi mesleğinde ne kadar yetenekli olduğunu anlatıp sonrasında çevresindeki insanların yön göstermesiyle yalanıyla kendisini yetenekli gösterdiği konuda kendisinin halledemediği bir konu gibi göstermesine şahit olabiliyoruz. 

Nedeni ne olursa olsun yalanın büyüğü küçüğü günahsızı siyahı beyazı bahanesi olmamalı. 

Kendisine göre bahane bulup yalan söyleyenlerin kendi kalplerine de zekâlarına da yalan söylemeleri mümkün değildir. 

O yüzden yalan söyleyenlerin vicdanlarına söz geçiremediklerine de şahit oluyoruz. 

Çünkü en ufak insani duygusallık yaşayanlar söyledikleri yalanla kandırdıkları insanın yerine kendilerini koyduklarında bahanesi ne olursa olsun rahatsız olurlar. 

Sonuç olarak baktığımızda yalanla kandırılan insanın kendisine söylenen yalanın farkına vararak yalan söyleyen veya o yalanı söylemesi için yönlendirme yapan hakkında düşünceleri olumsuz olur. 

Yalan her yönüyle yanlışlar batağının en çamurlu tarafı olarak adlandırılır. 

Yalan insanın başka bir insana yapacağı en büyük kötülüktür. 

Gönlünüz ve kalbiniz bahanesi ne olursa olsun yalan ve yalancıdan uzak olsun.