Yapay zekâ her yerde. Genellikle pek farkına varmadan da olsa yapay zekâ ile zaten pek çok alanda uzun yıllardır karşılaşıyorduk. Üzerinde oldukça uzun zamandır çalışılan bir teknoloji bu. Ancak geçtiğimiz son birkaç yıl içerisinde gösterdiği ciddi gelişim hızı, insanların ağzını açık bırakacak şeyleri kolaylıkla yapabilir hale gelmesi, günlük hayatı oldukça kolaylaştırabilir olması ve kullanımının kolaylığı ile beraber günümüzde popülerliği hiç olmadığı kadar artmış durumda. Bu bağlamda, yapay zekâ ile bağlantılı bazı terimlerin ne olduğu hakkında fikir sahibi olmak faydalı olacaktır diye düşünüyorum. Bu yazı serisinde, bu terimlerin üzerinden teknik detaylarda boğulmadan, olabildiğince sade bir dille geçiyor olacağız.
Derin Öğrenme
Derin öğrenme ya da İngilizce karşılığı ile deep learning, makine öğrenmesinin daha ileri bir versiyonu olan, insan beynindeki sinir ağlarını taklit eden bir teknolojidir. Yapay sinir ağları (artificial neural networks) olarak adlandırılan sistemler kullanılarak çok daha karmaşık verilerin anlamlandırılabilmesi amaçlanır.
Büyük Veri
Günümüz dijital dünyasında her saniye oldukça yüksek miktarlarda veri üretiliyor. Çekilen fotoğraflar, sosyal medyadaki etkileşimler, izlenen videolar, mesajlaşmalar, konum verileri, alışverişler ve benzeri gibi say say bitmeyecek pek çok şey sonucunda ortaya çıkan bir veri yığını var. İşte bu devasa veri yığınlarına “büyük veri” ya da İngilizce karşılığı ile “big data” deniyor. Yapay zekâ, öğrenebilmek için çok sayıda örneğe ihtiyaç duyar. Bu örnekleri büyük veri sağlar.