Herkesin ağzında bir ‘hukuksuzluk’ feryadı…
Cumhuriyet Gazetesi’ne operasyon yapıldı, bir takım isimler gözaltına alındı, tutuklandı, feryatlar arşı alayı aldı; Hukuk elden gidiyor…
Yapılan tüm uyarılara, gösterilen tahammüllere rağmen inatla, ısrarla bölücü terör örgütünün sözcülüğünden, bayraktarlığından vazgeçmeyen HDP yönetici ve milletvekilleri gözaltına alındı, tutuklandı aynı figan…
Cumhuriyet Gazetesi’nin bir önceki yöneticileri dahi Vakıf seçimlerinde usulsüzlük yapıldığını söylüyor, bu yönde şikayetçi oluyor ama ‘bilinen koro’ aynı şarkıyı mırıldanmaya devam ediyor.
Gazetenin 14 yıl boyunca genel yayın yönetmenliğini yapan İbrahim Yıldız, “Elbette ki Cumhuriyet eski Cumhuriyet değildi ve haber dilini ben de eleştiriyordum. Bizim dönemimizde her zaman teröre terör, teröriste de terörist derdik. Ama şimdi ne yapıyorlar? Bir dönem gerilla dediler PKK'lı teröristlere şimdi de PKK'lılar diyorlar halbuki PKK'lı teröristlerdir onlar. Öyle demeleri lazım bu çok zor değil. Hala öyle... Silah kullanan kişi teröristtir ve teröriste de terörist denir arkadaş” diyor ama bu koro hala, “Cumhuriyet’in terör örgütleriyle ilişkilendirilmesi yanlış” teranesinde…
Yahu kabul edin artık Cumhuriyet o eski Cumhuriyet değil. Ki, tarihinde de defalarca keskin dönüşler yapmış bir gazete. Öyle sizin iddia ettiğiniz gibi kurulduğundan bu yana çizgisinden sapmamış bir gazete değil.
Öte yandan, yıllardır eli kanlı PKK’nın hamiliğini yapan, PKK için terör örgütü ifadesini asla kullanmazken, her fırsatta Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni terörist olmakla itham eden Selahattin Demirtaş ile kimi gün polis tokatlayan, kimi gün önüne gelen kamu görevlisine kafa tutan saz ekibi yasal bir zorunluluğu yerine getirmedikleri için gözaltına alınıyor, CHP üst yönetimi ağızlarında sakız ettikleri ‘hak, hukuk, özgürlük’ kavramlarıyla hararetli bir şekilde buna karşı çıkıyor…
Hukuk tanımayan, aylar öncesinden, “Ey savcılar şimdiden söylüyoruz, bizi ifade için çağırmayın asla gelmeyeceğiz” diyen bu kişiler gözaltına alındı, tutuklandı diye CHP lideri Kılıçdaroğlu, ekranlardan bas bas bağırıyor; Seçimle gelen seçimle gider…
Oysa kendisi, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve çağrılan diğer tüm siyasiler gidip ifade verdi. Niye, çünkü bu bir yasal zorunluluk.
Peki devlete kafa tutan HDP’lilerin ayrıcalığı/üstünlüğü ne?
Nedir onları bu zorunluluktan muaf kılan?
Madem bu insanların yargılanmalarını, ifade vermelerini istemiyordunuz ey CHP’liler, dokunulmazlıkların kaldırılmasına niye evet dediniz o halde?
Allah aşkına bu nasıl bir hukuk anlayışıdır?..
Eğer ortada bir yasa varsa buna kayıtsız şartsız herkes uymak zorundadır. Yasaya uymayanı tutuklamak da asla hukuka aykırılık, özgürlüklere müdahale filan değildir.
MHP İl eski Başkanı Avukat Nizamettin Sağır önceki gün sosyal medya hesabında şu paylaşımı yaptı:
SİYASETTE: Seçimle gelen, seçimle gitmeli.
HUKUKTA: Kanunu ve Anayasayı tanımayan cezaevine gitmeli. Sapla samanı birbirine karıştırmayın.
Özeti budur vesselam.
İyi haftalar…