Yatırımcıları Antalya’dan kaçırtan zihniyet..
Büyük oğlu öldürüldükten sonra mafyanın ‘babalar mutat toplantısı’nda Baba Don Vito Corleone’ye, “cinayetin arkasında kim var” diye sorarlar..
“İlk başsağlığına gelen katildir” der..
Elbette bu, bir çeşit “mafya usulü iz sürme”dir..
Dönelim kendimize, aynı mantıkla gidelim..
Ve hafızalarımızı biraz yoklayalım..
2011 seçimlerinden önce..
Yapılan kamuoyu araştırmasında CHP’de 8 Büyükşehir arasında oylarını arttırmayan tek ilin Antalya olduğunu Londra'da açıklayan Kılıçdaroğlu'na cevap ilk Başkan Mustafa Akaydın’dan gelmişti..
CHP oylarının düşmesinin faili de böylece yakalanmıştı..
Şimdi bir seçim daha geliyor..
Yapılan araştırmalarda Antalya’a CHP’nin oyunun artması bir yana, epey de bir düşüş gözleniyor..
Üstelik Akaydın’ın oyları, partisinin bile oylarının altında kalmış durumda..
Ayrıca, Akaydın o “Londra açıklaması” nedeniyle Kılıçdaroğlu ile epeyce dalgasını da geçti..
Buna rağmen..
Antalya’da ne gibi bir değişiklik oldu da Kılıçdaroğlu Akaydın’ı “yeniden aday gösterecekmiş” gibi konuşmalar yaptı, onu hiç anlayamadım..
Anlayan biri varsa, lütfen beni de aydınlatsın..
…
Aslında bugün, “YATIRIMCILARI ANTALYA’DAN KAÇIRTAN ZİHNİYETİ” yazacaktım..
Ama..
Hafızalarımızı biraz yoklamak adına, yukarıdaki olayı da bir hatırlayalım istedim..
Malum, seçim havasına girdik..
…
Şimdi konumuza dönelim..
Yine bir “zihniyet” örneği daha vermek istiyorum..
Türkiye’nin genelinde var, ama Antalya’da daha çoğu var..
Zaten bu kentte işlerin iyi gitmemesi de hep bu tür “zihniyetliler” yüzünden..
…
Bakın..
Antalya ne çektiyse, hep “yatırımcıları kaçırmaktan” çekti..
Bizler, bir “yatırımcı”yı küstürüp kaçırmaktan Antalya’nın kaçırdığı fırsatlardan söz ediyoruz..
Onlar, “o kimin adamı biliyor musun” diye ahkam kesiyor..
Yetmiyor..
“Yalakalık yapıyorsun” gibi, saçmasapan suçlamalarda bulunuyor..
Örneğin.
Kent Parkı.. Dokuma alanı.. 100 Yıl.. Arena.. Disneyland.. Akvaryum..
Daha niceleri var..
Ne zaman buralara bir şeyler yapılacak olsa..
Koro halinde başlıyorlar bağırmaya:
“Eyvah, Antalya elden gidiyor..”
Yahu, Antalya’nın bir yere gittiği falan yok..
Antalya değişiyor, gelişiyor..
Ama.
Kafaları buna basmıyor işte..
…
Aynı kafa, milletvekili veya yerel yönetimlere aday olanlar için de “aynı tavrı” sergiliyor..
“Eyvah, Antalya’da ithal aday var..”
Bugünlerde bu tür söylemleri çook duyacaksınız yine..
…
Antalya..
“Şu kimin adamı biliyor musun” gibi, “yine ithal aday var” gibi, cahillerin bile yapmayacağı zihniyetten kurtulmalı artık..
Ben, bana yapılacak “hizmet”e bakarım..
İster CHP’li, ister MHP’li, ister AKP’li..
Önemli olan bu kente bir hizmet gelmesi..
Biri yapmazsa, öteki yapacak..
Biri birilerinin adamı da, öteki birilerinin adamı değil mi?
Hep böyle birilerini suçlayarak ve dışlayarak mı yaşayacağız?
…
Bırakın artık bu tür davranışları..
Antalya’da yaşayan biri olarak..
Size fazla yüklenilmeden..
Cebinize gereksiz el uzatılmadan..
Hizmet yapacaklara bakın..
Adı, kimliği, kimin adamı olduğu falan önemli değil..
Buralara takılır kalırsanız..
Hem “gerektiği gibi” hizmet alamazsınız..
Hem de danslarla, zeybekle, kolbastıyla, horonla uyutulur, eğlenmeye devam ederken yolunursunuz..
Bu mu istediğiniz?
…
Ne diyor Akaydın?
“Haydi vur şu sazın teline..
Kıvır, salla..”