Sezonun belki de en önemli maçıydı.
Antalyaspor için direnç seviyesinin test edilmesi açısından, maçın kaderi oldukça önem arz ediyordu.
Kaptan Eto’o cezalı konumda olması nedeniyle maç öncesi kafalarda soru işareti bırakmıştı. İlk on birde yer alan oyuncular belki de ilk kez bir arada oynuyordu. Ancak oyuncuların saha içindeki uyumu sanki uzun zamandır birlikte oynuyor gibiydi.
Maçın ilk başlarında rakip bizi sendelese de iyi bir geri dönüş gerçekleştirdik. Yeni arenada ikinci geri dönüşü yapmak, bu açıdan takımın hırsını, dinamizmini ve 90 dakika boyunca azmini gözler önüne seriyor.
Yenilen gole kadar topu neredeyse hiç kullanamayan Antalyaspor, ev sahibi olduğunu hatırlayarak o andan sonra sürekli oyunda hakimiyet kurmaya çalıştı. Dolayısıyla topa hakimiyet artınca pozisyonlardaki zenginlik ve rakip alanda oynama isteğini de kuvvetlendirdi.
Mevcut takımda lige damga vuran Serdar Özkan, Yekta ve Ömer Şişmanoğlu gibi yerli oyuncularımızın performansı ve isteği de bu maçın kilit faktörü oldu. Eğer bu oyunculardan daha fazla verim alınabilirse, belki de hayal edilen 50 puan hedefine çok yakın bir konumda bitirilebilir.
Teknik direktör yaşam mücadelesi verdiği hastaneden çıktıktan sonra ayağının tozuyla ilk maçta takımının yanında olarak oyuncularının ekstra motive olmasına katkı sağladı. Günler önce takım zorlu maçları geride bırakırken, kazanılan her maç da mutlaka Morais’i de sağlığına kavuşmasında moral olmuştur.
Rakip Rize ligdeki konum itibariyle üstümüzde yer alıyordu. Ancak Akdeniz sıcağındaki çayın tadı rakibi fena çarptı. Bu maçta kazanılan galibiyet gelecek haftalara iyi gelecektir.
Her maçın önemi giderek arttığı son haftalarda maçların daha zorlu geçeceği aşikâr görünüyor. Bu nedenle takıma her zamankinden daha fazla destek olunmalı, Antalyaspor için her yerde bulunmalıyız.
Sporla kalın.