Geçen hafta arenasında destan yazan Antalyaspor, bu hafta deplasmandan puansız döndü. Trabzonspor karşısında maçın başlarında geriye düştü ancak skoru eşitleyecek birkaç net pozisyonu da harcadı. Yani oyunun hakkı beraberliğe göz kırpıyordu. Tabi evdeki hesap çarşıya uymadı. Maçın geneline göz atıldığında rakip karşısında eksik düşene kadar deplasman hüviyetindeki bir Antalyaspor izlenimi vardı.
Bu takımın galibiyet elde etmesi için 10 kişi mi kalması gerekli diye soruyordum. Derken aleyhimizdeki kırmızı kart maçın kırılma anı oldu.
Bu takımdan bir şeyler olacak ancak başında mutlaka tecrübeli bir hocaya ihtiyaç var. Yani vizyonu olan, oyuncular üzerinde etkisi olan disiplinli birisi olmalı.
Mehmet Uğurlu Hoca’nın oyuncular üzerinde otoritesi yok denecek kadar az görünüyor. Diğer yandan oyuncuların Samuel Eto’o’ya belli saygısı var ama taktiksel olarak eksik kalıyor. Öyle ki takım belli bir sistem üzerinde olmadığından gelişi güzel bir takım havasındaymış izlenimi oluşturuyor.
Sezon başında büyük emekler harcanarak böylesine bir takım kurulmuş, takımın B planı olması gerekirken, yönetimin devre arasına kadar bu şekilde devam edeceğiz açıklaması yapması işgüzarlığını gösteriyor.
Kupada ve ligde zorlu bir ralliyi bu halde atlatmak hiç de akılcı görünmüyor. Bu takımın rayına girmesi için mutlaka bir hoca getirilmelidir.
Her hafta takımda ayrı ayrı isimler kadro dışında olması pek sık rastlanan durum değil. Haftada birkaç gün seyahate giden Eto’o Hoca olarak takımın başında yer alması yarardan öte zarar getirebilir. Böylesine bir süper yıldız için zaten bu seyahatlere göğüs geriliyor ve olması gerekendir. Ancak hem oyuncu hem de teknik direktörlük aşırı kullanıma neden olacaktır.
Bu başıboş takım izleniminden derhal kurtulması gerekiliyor. Devre arasına kadar bu şekilde idare etmek de tamamen akıldışı bir karardır. Hele ki böylesine zorlu maçların art arda oynayacak bir takımın deli cesaretine kapılmasına hiç gerek yok.
Sporla kalın.