Sezona yüksek bütçeyle apar topar başlayan bir basketbol takımı kuruldu. Antalya’da basketbol severlerin beklediği an nihayet geldi diyerek, Antalyaspor adının şanıyla takımı benimsedik. Yönetiminde eski basketbolcular, duayenler vardı çünkü. İşte böylece sezon başında Antalyaspor severlerin hayalindeki basketbol takımının temelleri atıldı.
Antalya’da basketbolu uzun yıllar sonra yeniden ayağa kaldıran Doğan Hakyemez bu oluşumun önde gelen, teknik alt yapısını oluşturan ismiydi. Ancak onu herkes tanıdığı için perde arkasında yaşanılan gelişmeler, alınan kararlar onu da bir anda takımın merkezine konumuna getirdi. Yani resmi anlamda genel menajeri olduğu için takımın her şeyinden sorumlu olarak elini taşın altına koydu.
Antalya’da hangi basketbol severe sorarsanız sorun Doğan Hakyemez isminin ağırlığını tanımayan yoktur. Ki yanına Aydın Örs’ü de takıma dahil etmesi rüzgarı tamamen arkamıza aldığının göstergesiydi. Kamuoyunda zaten takımın başında böylesine ağır isimler mevcut olduğu için ne oyuncuları, ne koçu ne de harcanan bütçeyi sorgulamaya gerek duyulmazdı.
Üç aşamalı bir sezonda üst lige kalmak derin bir rotasyon yapısının yanı sıra her aşamada ayrı bir rotasyon gerektiriyordu. Normal sezonun en iyisi olan takımda işler planlandığı gibi gitmesine rağmen, bazı oyuncular gönderilmek zorunda kaldı.
Ne kadar çok bütçe olursa olsun ligin başlamasına 2 ay kala kurulan bir takımın performansı beklentilerin ötesindeydi. Çünkü oyuncu pazarı daralmış, atı alan Üsküdar’ı geçmişti. Buna rağmen, o başarılı dönemde hâlâ bütçeyi ve başarıyı hazmedemeyenler olmadı değil. Tüm yaşanan bu sürecin hepsini diğer Antalya temsilcimiz Kepez Belediyespor, Antalyaspor Basketbol takımına göre daha düşük bütçeli olmasına rağmen, aynı ligde normal sezonda harikalar yarattı. Ancak elemelerde şanssız bir şekilde veda etti. Dolayısıyla iki temsilcimizin üst lig hayalini kurarken, bir anda cadı kazanında bularak tek temsilcimizin yer aldığı normal sezonun atmosferinden zorluk seviyesi kat ve kat daha üstün final grubu geldi çattı.
Tam bu zamanda takımla yaptığım röportaj neticesinde önemli bir detay yakaladım. Takım kaptanı Bora ve koç Yakan’a “Final grubunda takımı nasıl görüyorsunuz, hazırlıklarınız nedir?” diye sual ettiğimde, karşılığında beklenmedik yanıt aldım. İşte o zaman bu takımın üst lige çıkması için ciddiyete ihtiyacı olduğunu hissettim. Çünkü sualimin her iki muhatabı da “Takımın sezon başında hedefine göre normal sezonda nasıl hazırlanıyorsak, bu şekilde hazırlanıyoruz. Hazırlıklarımızda hiçbir değişiklik yok” dediklerinde şaşırmıştım. Çünkü hiçbir zaman normal sezondaki takım performanslarıyla final sürecinde yer alan takımların performansları bir olmamıştır. Üstelik zorluk seviyesi de hemen üstte yer almıştır. Böyle bir atmosferde takımımız ilk maçında kendi evinde yenilmesi final ligindeki seviyenin zorluğunu gösterdi. Evet o maçta hakem hataları maça etki etti ama bu grupta kolay maç olmadığının sinyali de erken verildi.
Normal sezonda 18 maçta 16 galibiyet 2 yenilgi, final grubunda 10 maçta 6 galibiyet 4 yenilgi alan Antalyaspor basketbol takımının hali ortada. İlk maçta evimizde fark attığı Karesi’yi, final niteliğinde son maçtan yediğimiz farkla onları üst lige uğurladık. Evet bazı olumsuzluklar yok değildi. Ancak final grubu koç ve oyuncular tarafından yeterince önemsenmedi. Taraftar, yöneticiler ve Hakyemez kadar kimse mücadele etmedi. Normal sezonda hangi strateji ve oyun varsa, final grubunda aynısını sergilersen sonuçlarına katlanırsın. Maalesef kimse oyunculardan ve koçtan hesap sormayacak, çünkü bu takımın menajeri Doğan Hakyemez. Bu sezona yönelik kamuoyunu bilgilendirecek açıklamaları da kendisinden bekliyoruz ki hem takımdaki başarısızlığın hem de saha dışında hesaplaşmaların da sebebini birinci ağızdan dinleyelim.
Burada çıkarılacak netice koç ile yolların ayrılarak, mücadele anlamında yüreğini ortaya koyan oyuncularla yola edilmesidir.
Mevcut şartlarda yönetim de taraftar da bu takıma yeterlidir. Doğan Hakyemez de biraz gerçekleri görerek, geçmişinden ders çıkarmasıyla yeni sezonda daha farklı Antalyaspor basketbol takımı izleyebiliriz. Neticede duayenler bu takımda mutlaka yer almalı, ama oyunculara her anlamda sirayet edebilecek genç koçların tercih edilmesi gerekiyor.
Sporla kalın.