Ayaz bir Şubat akşamında günlerden cuma…
Ligin en iyi takımına karşı her kulvarda dipte bulunan bir ekibin dirilişi için inanmış Akdeniz çocukları.
Taraftar haftalardır galibiyete hasret; takımla birlikte moral bulmanın peşinde…
Takımın teknik direktörü maça 2 gün kala stresli günlerin bedelini ölüm kalım mücadelesi veriyor.
Yine tüm yük taraftarın her isyanında takımının önüne kendini feda eden Samuel Eto’o omuzlarında iken Arena açılışından bugüne tarihi günlerinden birine tanıklık ediyor.
Maça ideal oyunculardan kurulu bir düzende çıkıldı. Mevkisi değişen Sakıb bile geri tandem bölgesindeki sıra dışı performansıyla maçın en iyilerindendi. Karşısındaki dev forvet Fernandao’ya tabiri caizse nefes aldırmadı. Orta sahada Makoun oyunu yönlendirdi. Mbilla ise takımın gücüne güç katan direnci ileri uçta gösterdi.
Rakibin ön alandaki baskısını çok basit bir stratejiyle risk almadan uzun paslarla oyunu başlatması da bu maçın kilit faktörüydü.
Kaleciden ileri uca kadar takımın lideri Eto’o bu maçı kazanmak ve takımın Morais için oynaması yönünde elinden geleni yaptı.
Herkes Eto’o tamam buraya kadar zannederken, bu maçta maçı kazanmak için saha içi ve dışında gösterdiği mücadele ile elinden geleni yaparak kamuoyundan takdir topladı.
Maçın oyuncusu dilersiniz ki başlıkta zaten yer alıyor. Maçın kırılma anı da attığımız ilk gol olmalıdır. Kafa olarak hazırlanan Akreplerin, ilk golden sonra, rakibi yenebileceğimizi saha içinde de hissedildi.
Ne zaman korkmadan hücumu düşünerek oyun sergilendiği müddetçe bu takımın ne kadar başarılı olabileceğini ve hak ettiği konumun aslında burası olmadığını söyleyebiliriz.
Ne zaman ki takım olarak doğruları oynadığımız müddetçe içerde ve dışarıda yenemeyecek takım olmadığı bu maç da görüldü.
Bu maçın moral ve motivasyon açısından oldukça itici güç yaratacağını düşünerek Eskişehir deplasmanından puanla döneceğimizi ümit ediyorum.
Sporla kalın.