Sezon başından bugüne aynı tas aynı hamam vaziyetinde takım olmaz. Hangi maçı iyi bir oyunla kazandığımızı hatırlamıyorum.
Tribünlerin her maç kahrolduğu önemli anları sıralayalım.
Sakıb’ın sonuçsuz ve başıboş hücum bindirmeleri nedeniyle rakibe pozisyon vermesi. Kendini düzeltmesi için biraz aklıyla hareket etmelidir.
Nasri iyi niyetli olsa da ikili mücadeleden yoksun sürekli kaçak oynuyor. Ayrıca takımdan kopuk oyun anlayışındaki ısrarcı tutumu anlamak mümkün değil.
Defansta ise; zor manevra yapan Diego mu yoksa hiçbir hücum yeteneği olmayan Celutska mı hangisi daha kötü diye seçim yapma gereği duymayacağım.
Kulübede olması gerekenlerin sahada olması, sahada olması gerekenlerin kulübede olduğu takımda bir şeyler değişmeli.
İyi oynadığını düşündüğümüz Maicon bile Fenerbahçe karşısında sezonun en kötü maçını çıkardı. Neden? Takım ruhu sezon başından beri olgunlaşmadı.
Bugün takımda kimleri arıyoruz?
Öncelikle Rıza Çalımbay; onun oyun tarzını ve oyuncuları saha içindeki yönlendirmesine çok ihtiyaç duymaktayız.
Geçen seneden Motta; hâlâ hafızalardadır kanatlardaki hücum zenginliği… O kadar vasata düştü ki bu anlamda hiçbir katkı göremiyoruz.
Zeki Yıldırım’ın bir an önce takıma geri dönmesi en elzem ihtiyacı karşılamak adına başlangıç olabilir.
Yönetimin sezon başında iyi niyetli çalışmaları oldu. Ancak maç sahada kazanılıyor. Bugüne kadar başkanımız sayın Ali Şafak Öztürk başta olmak üzere yönetimin takımla bir araya gelip herhangi motivasyon anlamında görüş alış verişinde bulunduğuna tanık olmadık. Sezon başından bugüne takımla yönetim arasında bir başıboş görüntü sezinleniyor.
Yönetim dernekle arasını düzelttiği gibi takımla da motivasyon programını sık sık yapmalıdır.
Taraftarın gösterdiği özveri ve sabır bir an evvel karşılık bulmalı. Oyuncular birbirine kenetlenmeli ve sezon başı konulan hedeflere emin adımlarla koşmalıdır.
Sporla kalın.