Son zamanlarda Türk Basketbolu maalesef kan ağlamakta. Alttan ne takım çıkıyor nede oyuncu.
Çıkacak olanların da önü ne yazık ki egolu antrenörler tarafından kesiliyor.
Koskoca kulüpler 3-5 menajerin eline düşmüş durumda.
Menajerler düzenlerini kurmuşlar. Takımları istedikleri gibi yönetmekteler.
Peki bu kaos ortamında Basketbol Federasyonu Başkanı ve ekibi ne yapmakta?
Cevap;hiç bir şey..
5-10 tane devşirme oyuncu çıkarıp gündelik başarı dışında oyuncu çıkaramamakta olan bir milli takımımız var.
Kulüplerin kanayan yaralarının önüne geçemeyen bir Federasyonumuz var.
Şimdi adama sorarlar..
20 yıldır fahri görev yaptığınız söyleniyor..
Neden? Niçin?
Hangi sebeple görevden ayrılmıyorsunuz? Neden kimsenin önünü açmıyorsunuz?
20 yıldır ülke basketboluna suni başarılar hariç katkınız nedir?
Hakan Şükür'e ‘Benden sonra Federasyon Başkanlığına seni hazırlayalım’ demişsiniz.
PES DOĞRUSU...
Bu konu ile alakalı yazacak şey çok.
İnsanlar dertli ve öfkeli.
Fakat şimdilik bu konuyu burada kesiyorum.
Gelelim bu hafta oynadığımız Büyükşehir-Vestel maçına..
Eleştiri yazan köşe yazarları işlerin kötü gitmesini ister.
Fakat biz Antalya sevdalıları olarak olaylara işin bu tarafından hiç bakmayız.
Amacımız takımımızın başarılı olmasıdır.
Nitekim de Koç'undan oyuncusuna okunan yazımız işe yaramış ki sahamızda ilk galibiyetimizi
Vestel karşında 96-87 lik skor ile aldık.
Teknik ekibi ve oyuncuları galibiyetten ötürü kutlarım.
2 oyuncu takviyesi ile daha istenilen yerde olacağımızı söyleyebilirim..