Antalyaspor ile ilgili yorumlar, herkesin üç aşağı beş yukarı aynı doğrultuda. Kaleyi hak etmeyen kaleci, stajyer antrenör ve diğer eksikler... Başarısız gidişat ve istikrarsız görüntü, taraftarın her şeyi söylemesine yol açıyor ve haksız da sayılmazlar. Zira ortada net bir gerçek var; görünen köy kılavuz istemez.
Rize deplasmanında da bunu açıkça gördük. Son 5 maçtır galibiyet ve gol yüzü görmeyen bir takımı havaya soktuk ve sonuç olarak 2-1’lik mağlubiyetle sahadan ayrıldık. Antalyaspor’un en büyük sorunu, pozisyona girmekte zorlanması. Orta sahada top gezdirmeniz ya da topa sahip olmanız, sahada bir işe yaramıyor. Hazırlık maçlarında kötüydünüz, ligde ise vasat altı bir performans sergiliyorsunuz. Aldığınız iki galibiyet ortada.
Durum böyle olunca, bazı şeyler sorgulanır. İster başkan olsun ister yönetim ya da teknik ekip, devre arasına kadar bu saydıklarımdan kim kalır bilemiyorum. Ancak Antalyaspor böyle devam ederse hem taraftar hem de camia büyük hayal kırıklığına uğrar. Tek tesellimiz, ligin genel kalitesi ve altımızdaki takımlar. Aksi halde, şu ana kadar Alex gibi isimler kalmazdı. Bu NET!
Önümüzdeki ilk karşılaşma Galatasaray ile. Zor bir müsabaka olacağını söylemeye gerek yok, iki takımın kadro kalitesi ortada. Ancak futbolda her türlü sonuç mümkündür. Tribünleri yeniden umutlandırmak için ayağa kalkmak şart, özellikle bunu büyük takımlara karşı başarmak ayrı bir meziyet.
Umarım beklentilere uygun bir oyun ve sonuçlarla önümüzdeki haftalar bizim adımıza daha iyi geçer. Aksi takdirde, bu kadro planlaması ve hocanın uyguladığı sistemle sezon sonunu görmek zor olacak.