Adını ister suni gündem koy, ister geri adım atma.
İster posta koyma!
Ne yazsan kaldırır.
Bunların hepsinin zaman içerisinde özrü de kabul edilir kusuru da.
Fakat o prestij kaybı var ya.
İşte onun ne telafisi mümkündür ne de geri dönüşü.
Bir önceki başkan Gültekin Gencer, neler yazdık neler.
Netice?
Sonuna kadar haklı çıktık.
Sırf bu yüzden dost bildiğimiz abilerle ters düştük.
Şimdi gözlerini kaçırıyorlar bizden.
Eleştirinin ana başlıkları neydi?
Yusuf Şimşek'le 3 maç kala 3 yıllık sözleşme.
Menajerlere verilen komisyonlar.
Kulübü borç içine sokan ekip....
Neden bunları yazdım peki?
Geçen hafta Başkan Ali Şafak Öztürk ikinci basın toplantısı yaptı.
Söyledikleri beni tatmin etmedi.
Birilerini suçladı.
İsim vermedi.
1.5 yıl önce verdiğimiz kararlar şuan eleştiriliyor dedi.
Başkanın yoğun iş temposu nedeniyle geçen yıl bizim yazılardan biraz uzak kaldığını hissettim.
Biz o gün ne yazdıysak bugünde aynısını yazdık.
Yapmış olduğunuz basketbol takımının geçen yıl hangi başarısızlığa maruz kaldığını...
O ligde o bütçe ile neler yaptığını...
Oyuncularla ikişer yıllık yapılan sözleşmeleri...
Cevap bekleyen sorulardı!
Başkan Ali Şafak Öztürk sporun yıllardır içinde olan biri acaba basketbolda ikişer yıllık yapılan sözleşmelerin abest olduğunu bilmiyor muydu ?
Ya da acaba başkandan habersiz mi o sözleşmeler yapıldı.
Başkana sorduğum bu soruda o dönem görev verdikleri kişinin art niyetli olduğunu düşünmek istemiyorum dedi.
Kısaca olandan bitenden memnun değildi.
"Bu yıl aynı hatayı yapmayacağız" dedi.
Futbola dönersek;
Başkan, basın toplantısında, geçen yılda 11’inci hafta ligde aynı sıralamadaydık dedi.
Fakat şimdi beraberliğe sevinen bir ekip olduğumuzu...
Deplasmanda golü bulduktan sonra vakit geçiren bir takımımız olduğunu unuttu!
En güzel örneği Cumartesi gün oynanan Konya karşılaşmasıydı.
Farkındayım uzattım şimdilik burada keselim.
Son olarak ekleyelim.
Başkan Ali Şafak Öztürk ilk seçildiğinde yazı yazdım.
İyi niyetli..
Güler yüzlü..
Sempatik bir başkanımız oldu diye.
Sportif başarı ve kulübün finansalı bizim için en önemlisiydi bunların dışında.
Hatalar olmasına rağmen başkan çokta kötü yönetti diyemeyiz.
Eğer kalacaksa ki şuan öyle gözüküyor.
Ekibinde özellikle çok güvendiği insanlarla yol ayrımına girmeli.
Başkan ne kadar farkında olmasa da bu durum onun aleyhine işlemekte.
Başkanın güvendiği ekip şahsıma olmasa da değerli insanların telefonunu açmamakta ve dönmemekte.
O yüzden görev mevki makama aldanmayalım.
Ne oldum değil.
Ne olacağız diyelim.
Prestijimizi kaybetmeyelim.
Bilmem anlatabildim mi?