İte kakıla kazanılan bir maçtan sonra en tehlikeli takımla karşı karşıya gelen B.şehir-Anadolu Efes'e 106-102’lik skorla mağlup oldu.
Maçı televizyondan takip ettim.
Ayaklarım Büyükşehir maçını izlemeye gitmedi. Eurolig'de Efes maçını izlemek için yarım saat önceden televizyon karşısına geçen ben, Antalya’ya gelen Efes'i salonda değil evinde izledi.
Takımı seyir zevkinden çıkaran insanların bu durumdan utanması lazım.
Gözüme takılanlar;
1) Bir ara farkı 20'ye çıkaran Efes'te koç Ufuk Sarıca havaya girdi.12. adamını sahada sürerek ciddiyetsizliğe büründü. B.şehir farkı kapatıp öne geçinceye kadar bu oyuncuyu sahada tuttu. Ve kendi takımın ahengini bozarak B.şehir’i maça ortak etti.
2) Hakemler maça damgasını vurdu. İki tane basket faulümüzü ve en kritik yerde üç saniyeyi es geçti. Kırılma anlarında aleyhimize düdükler çalarak maçın normal giden ritmini bozdu.
3) Fisher ve Gökper Büyükşehir’in en iyi mücadele eden oyuncularıydı.Efes'te ise Vujacic maçı Efes'e getiren adamdı.
4) Kimse Efes'e karşı çok iyi mücadele ettik diye havaya girmesin. Çünkü Efes'in Efes denecek hali kalmamış. Hafta içi 40 sayı farkla mağlup olan Efes'in şuan görüntüsüyle Anadolu takımlarından bir farkı yok. Bu kadar kötü Efes'i yakalıyorsan yeneceksin.
Toparlayalım; Ligin altına demir attık. Takıma takviye şart. Rotasyonda zayıf kalıyoruz. Özellikle havuza düşen topları toplayacak ve tipleyici oyuncuya ihtiyacımız var. Transferin eli kulağında olması lazım. Yerli oyunculardan bir kaçının şuan itibariyle gönderilmesi gerekiyor. Abi diye alınıp takım kaptanı yapılan Nedim Dal, Efes maçında olduğu gibi diğer maçlarda da hiç süre almıyor.
Takımın kaptanının süre almadan bitiren bir takımda 10 maçta 1 galibiyet şaşırtıcı olmuyor haliyle. Takımı ateşleyecek oyunculara ihtiyaç var. Transfer yapılırken ''uyuyan güzel'' oyunculardan çok canlı savaşan mücadeleci oyuncular şart. Başka türlü bu kaostan kurtulamayız.