Sezonun ilk maçına çıkan Büyükşehir, Galatasaray a 57-93 lük skorla mağlup oldu.
Bu tür maçlardan sonra hep klasik yorum yapılır.
1)Asıl rakiplerimizle bu maçtan sonra oynayacağız derler.
Unuturlar; hazırlık maçlarında 8 de 0 yapıp Türkiye Kupasından elenip asıl rakiplerine yenildiklerini.
2)Kağıt üzerinde favori kazandı derler.
Unuturlar; maç kağıt üzerinde değil sahada kazanılır.
3)Sürpriz yapamadık. Yenmemiz mucize gerektiriyordu derler.
Unuturlar; daha önce Büyükşehir’in ligin son maçında deplasmanda Galatasaray ı yenip play-off a girdiğini. Hatta o yıl Galatasaray’ın final oynadığını.
4)Rakibin bir oyuncusun maliyeti bizim bütün takım kadar derler.
Unuturlar; basketbolun takım oyunu olup 5 e 5 oynandığını.
Geçen yıl ligden düşen Kırmızı Banvit’in milyonluk takım Fenerbahçe’yi yendiğini.
Şimdi yenilince bahane çok üretilir. Her türlü mazeret de bulursun.
Yenile de bilirsin. Burada sıkıntı yok. Fakat yenilirken bu kadar ezilmezsin.
Galatasaray cumartesi günü adeta Büyükşehir’i parkeye gömdü.
Bu duruma kayıtsız kalıp normal mağlubiyet gibi davranamazdım.
Nedenine gelince.
Yerli oyuncuların ayakta duracak hali yok. Maçın canlı yayın olduğu halde bu kadar isteksiz görünen takımın deplasmanda işi çok zor.
Yerlilerden Pastal, Reha ve Hakan savunmada hiç bir varlık gösteremiyorlar. Özellikle Pastal’ın geçen yıldan eseri yok. Şayet devreye kadar Koç Altar Tunçkol kalırsa bu oyunuyla Pastal devre ortasını zor görür.
5 numaralı Jordan fena oyuncu değil. Fakat bir guardın 23 dakikada sıfır asist yapmasını tuhaf karşıladım.
Bir uyarı da Barış Güney’e. Hücumda oyunu çok yavaşlatıyor.
Hızlı çıkamadığımız ve sete döndüğümüz hiç bir hücumu hemen hemen sayıyla bitiremedik. Koç Altar Tunçkol un maçın kasetini izledikten sonra hak vereceğine eminim.
Daha fazla eleştiri yapmamak adına yazıyı burada kesiyorum.
Umarım bu uyarılar dikkate alınıp toparlanmaya sebep olur.
Telekom maçından da istediğimiz skorla döneriz.