Asgari ücret ve emekli maaşları artışına sevinmeye vakit bulamadan her yıl olduğu gibi bu yıl da zamlar peş peşe geldi. Benzinin litre fiyatı uçtu. Büyük marketlerdeki gıda fiyatlarını saymıyorum bile. Ev tipi tüp derseniz, her hafta yeni fiyatlarla cep yakar halde.
Şimdi de elektrik faturalarının zamlı rakamlarıyla huni geçirip dans etme zamanı.
Bu faturalar öyle bir yansıdı ki yüzde yüz, elde ellik bırakmadı. Faturaları nasıl ödeyeceğiz telaşına düşüp kara kara düşünen vatandaş, yüzde yüz elli zamlı elektriğe binaen 150 volt sınırına nasıl ulaşılmazın araştırmasında. Kademeli artışa denk gelmemek için evinde ısıtıcı yakmaya korkan vatandaş, Antalya’nın en soğuk günlerinde tir tir titrer durumda.
Konu elektrik faturalarına dayanmışken, geçtiğimiz yıl Eylül ayında Karaalioğlu Parkı etrafına yerleştirilen gösterişli aydınlatma aksesuarlarından bahsedeceğim. Bizler evlerimizde 150 volt elektrik harcamamak için donarken, gece gündüz yanan bu şatafatlı lambaların faturasını kimler ödüyor acaba!
O aydınlatma giderleri de kademeli olarak artıyorsa kimin cebini yakıyor acaba!
Hava aydınlandıktan sonra bile yanar vaziyette gördüğümüz bu lambalar, kendisini o saatte fark etmeyen kimlere hizmet ediyor acaba!
Merak ettim, yetkililere ulaşıp; “Bu ışıklar öğle saatlerine kadar neden yanıyor” diye sordum. Cevap, “Arıza var, tamir edilecek” oldu.
2021 Eylül ayından bu yana, lambaların işlevini yerine getirmesi gereken saatlerin dışında çalışıyor olması enerji tasarrufunun neresinde acaba?
Bunca zamandır arızalı olarak kabul etmemiz gereken bu ışıkların giderlerini varın siz hesaplayın.
Sabah çıkıp akşam geldiğimiz evde iki saat de olsa bu rahatlığı yaşayamazken, yirmi dört saat boyunca yanan bu lambalar kimin tasarrufunda sevgili Antalyalılar!