SGK ve maliye düğmeye bastı. Zaten borçlarını ödemekte zorlanan esnaf ve vatandaşa ödeme tebligatları gelmeye başladı.
Cuma günü mahalle pazarımıza gittim. Çaybaşı’ndaki. Orada bazen alışveriş yaptığım bazen de dinlendiğim bir pazarcı esnafı elime bir kağıt tutuşturdu. “Hele bi bak yakın gözlüğüm yok yanımda” dedi. Evrak SGK’dan gelmiş. “Ne diyorlar” dedi. GSS borcunuz varmış ‘ödeyin’ diyorlar dedim. “Evde on kişi var hangisini ödeyeyim ki” dedi.
Bu arada GSS (Genel Sağlık Sigortası) eskiden dar gelirliye sağlanan yeşil kartın ücretlisi. Sigortası olmayan, durumu olmayan vatandaşlar otomatik olarak borçlandırılıyor. Binlerce insana hatta milyonlarca insana bu ödeme tebligatları gitmeye başladı.
Cebinde parası ve işi olmayan insanlar, sağlıktan nasıl yararlanacaklar. GSS borcu olan zaten sağlıktan yararlanamıyor, ‘önce borcunu öde’ diyorlar. Aksi halde, ‘senin sigortan yok bakamayız’ diyorlar. (Acil vakalar hariç)
Bu GSS’ye sadece parası olmayan değil, öğrenci ve işsizler de dahil. Herkes işinin olmasını ve sigortalı çalışmayı ister. Durumu olmayan ve işsiz olan insanlar, bu borçları nasıl ödeyecekler. Ödenmeyince haciz işlemi gerçekleştirecekler. Çocukların çizgi film izlediği TV’leri mi alacaklar. 40 dereceyi bulan sıcaklıkta nefes alınmazken, soğuk su içtikleri buzdolaplarını mı alacaklar. İş yapamayan ve kepenk indiren esnafın canını mı alacaklar.
Dar gelirli artık enflasyonun altında kaldı. Eziliyor. Asgari ücreti çok görüp ara zam yapmayan hükümet, şimdiden olası enflasyon üzerine 2025 yılı maaşlarını belirlemeye çalışıyorlar. Bir taraftan sığınmacılara her türlü ekonomik şartlar önlerine altın tepside sunulurken, ülkem insanını zor günler bekliyor.
Bu şartlar altında ödenemeyen borçlar karşılığında milletinin malına atasından kalan mülküne el koyacaklar. Diğer taraftan milyarlarda lira vergi borcu bulunan ve yıllardır bir kuruş ödemeyen holdinglere dokunulmuyor. Üstelik holdingler ihalelere girip devlet bankalarından kullandıkları kredileri bile bu güne kadar ödemedikleri gibi, bilmem kaç yılına öteliyorlar.
Vatandaş, ne hükümetin ne de 600 vekilin umurunda değil. Herkes kendi için çalışıyor. Milletvekilliğinin ne anlama geldiği unutulmuş.
Milyonlarca dar gelirli, esnaf, işçi, memur, emekli, çiftçi aklınıza kim gelirse altta kalan taraf oldu, sığınmacılar hariç.