Temmuz ayının gelmesiyle birlikte emekliler ve asgari ücretliler zam beklentisi içerisine girdi. Bunun için de TÜİK’in Haziran ayı enflasyonunu açıklaması beklendi.
Haziran ayı verileri açıklandı, vatandaşın yaşadığı ve damarlarına kadar hissettiği enflasyon açıklananın kat kat üstündeydi. Hal böyle olunca asgari ücretli ve emeklilere adeta soğuk duş etkisi yarattı.
Şimdi en düşük emekli parası ne kadar olsun, asgari ücrete zam yapalım mı gibi tartışmalar sürüyor. Sürekli yükselen gıda fiyatları Avrupa’yı katlamışken, vatandaşı yanıltan enflasyon verisi açıklamak mantıksız geliyor bana.
Diğer bir konu ise en düşük memur ve SSK emeklisi maaşları arasındaki farklar. Bu kadar değişik SGK kullanan kaç ülke var acaba. Oysa emekliler hak ettikleri maaşları almak istiyor. Üstelik emekli yılı ilan edilen 2024 yılında.
Temmuzu bekleyen tabii ki sadece emekliler ve asgari ücretliler değildi. Bunu da önce elektriğe yapılan okkalı zamla gördük. Ardından ulaşım ve ev kiralarındaki yüzde artışları sıraya girdi. Yapılacak olan zam her ne kadar olursa olsun şimdiden buhar oldu uçtu.
Türkiye ekonomisi madem büyüyor, halk neden gittikçe fakirleşiyor. Üstelik kök maaş diye bağlanan emekliler resmen açlığa mahkum ediliyor. Tüm bunların yanında kamuda tasarruf paketleri açıklandı. Tasarrufa önce ülkeyi yönetenlerin başlaması ve bunu Türk halkına göstermeleri gerekmektedir.
Yıllardır anlam veremediğim örtülü ödenek meselesi var bir de. Örtünün altında kaç para var da üstü örtülmüş. Neden belli bir resmi bütçe kullanılmıyor. Vatandaşın tasarruf edecek hali kalmadı. Kemerleri sıkın demesinler, kemer fiyatları da aldı başını gidiyor, herkes kemersiz kullanıyor kıyafetlerini.
Artık vatandaşın cebinden elinizi çekin. Emekli ve asgari ücretlide cep delik, cepken delik.