Son günlerde Tarım ve Orman Bakanlığı’nın denetimleri sonucunda vatandaşa hileli mal satan ayıplı firmaları açıklaması gündeme oturdu.
Hileli maldan kastım ünlü bir köfteci meğer köftelerini domuz etinden yapıp satıyormuş.
Aklıma gelen ilk söz “Müslüman mahallesinde salyangoz satmak” oldu.
Peki, Tarım ve Orman Bakanlığı bu firmalara hangi yaptırımı uyguladı. Sadece vatandaşa liste açıklamakla mı kalacak yoksa belli bir maddi ceza kesip bırakacaklar mı? Böyle olursa millet domuz eti yemeye devam edecek.
Üstelik hileli mal sadece bu markada da değil. Ünlü markaların sattıkları sucukların, kanatlı hayvan sakatatlarından yapıldığı açıklanmıştı.
Neden bunların kapısına kilit vurulmuyor? Sadece para cezası kesilip kaldıkları yerden devam ediyorlar. Üstelik bu tip sahtekarlıklar ilk kez yapılmıyor. Yıllardır aynı nakarat.
Tüketicinin satın aldığı gıda ürünlerinin çoğunluğu katkı maddeli. Buna süt ürünleri dahil. Sahtekarlıkları yetmiyor gibi fahiş fiyatlara satıyorlar. Sürekli de zam uyguluyorlar.
Tüketicinin artık bu tür markalara tepkisini göstermesi lazım. Gitmeyin, yemeyin. Dana eti diye sizlere domuz eti satıyorlar. Tüketiciden özür dileyeceklerine, firma isimleri kamuoyunda konuşulmasın diye mahkemeye başvurarak gizlilik kararı çıkartıyorlar.
Milleti kandırmanın yolunu bulmuş herkes. Siyasi ayaktan her şeyi yapıyorlar. Ticari ahlak kalmadı bu konuyla ilgili.
Serbest piyasa ekonomisi diye diye milletin anası ağladı. Hala gerçek olmayan önümüzdeki yılların enflasyon rakamlarını açıklıyorlar. Konut kiraları asgari ücreti ve emekli maaşlarını geçmiş, memleketi güllük gülistanlık gösteriyorlar. Bakanlar hayali enflasyon beklenti açıklamalarını yaparlarken, yüzlerinde dalga geçen gülümsemeyi aleni olarak sergiliyorlar.
Domuz eti meselesinin din yönüne hiç girmiyorum bile. Bu ayıbı yapan işletmeleri korumak veya kollamak hem vatandaşa saygısızlık hem de dinin teamüllerine aykırı durum ortaya koyuyor.
Ekonomik yönden yeterli gıdaya ulaşamayan vatandaşa bir de sahte ve hileli ürünler satmaya çalışmak insanlık ayıbıdır.