Sabah uyandım. Bir baktım her şey değişmiş.
Ülkemde enflasyon düşmüş. Döviz Euro ve Dolar paramızın değerinden aşağılara inmiş. Bu nasıl oldu diye düşünürken, haberlerde tüm sığınmacıların ülkelerine döndüklerini gördüm. Başta tüm Suriyeliler, Afganlar, Ruslar, Ukraynalılar ve diğerleri. Çok sevindim. Hepimizin istediği buydu.
Sokağa çıktım. Binalara baktığımda, o kadar çok kiralık vardı ki fiyatlarını merak edip aradım. En fazla kira bedeli bin lira idi. Harika dedim. Derin bir nefes aldım.
Peki,‘marketler ne durumda’ diye girdim zincir bir markete. Aha o da ne. Her şey çok ucuz. Daha ötesi hileli hiçbir ürün yok. Peynir gerçek peynir. Yoğurtta katkı maddesi yok. Temizlik malzemeleri dörtte bir fiyatına inmiş. Ne olur ne olmaz diye hemen deterjanlarımı aldım.
Acaba bu normalleşme kasaplara da uğradı mı diye merak ettim. Mahalle kasabımıza girdim.
Bonfile, biftek ve pirzola 200 lira. Evet sadece 200 lira olmuş. Hemen 3-5 kilo aldım. Ne olur ne olmaz diye.
Eve geldim. Aldıklarımı yerleştirdim. Acaba restoran ve kafelerde durum ne diye merak ettim. Çıktım kankimle bir kafeye. Çay 3, tost, üstelik çift kaşarlı 10 lira. Mutluluktan uçuyorum. Neyse sonra caddelerde yürüyelim dedik. Mağaza vitrinlerine bakarken, şok oldum. Her şey 100 TL ve altı. Hemen vitrinde beğendiğim kıyafetleri aldım.
Sokaklarda kağıt toplayan farklı insanlar yoktu. Her yer tertemizdi. Artık biz bize kalmıştık. Haberlere baktım, hiç kadın cinayeti yok. Şiddet yok. Çocuk tacizi ve ölümler yok. Para için bebekleri katleden insan kılıklı şeytanlar yok. Uyuşturucu baronları, katiller, hırsızlar hiç yok, hep güzel haberler var. Oh be dedim.
Bir taraftan da ‘nasıl oldu bir anda’ diye düşünüyorum. Sanki sihirli bir değnek dokunmuş ve kötü olan her şeyi normale döndürmüştü.
Tam mutlu olmuşken, apartmanımızın altındaki manavın sesini duydum. Ne oluyor derken uyandım. Baktım her şey eskisi gibi baştan aşağı sorun.
Meğer benim gördüklerim RÜYAYMIŞ.
Bir an o mutluluğu yaşamak bile yetti, rüya olsa bile. Eh bu kadar güzellik ancak rüyada olur tabi.