Yaz döneminin sonuna geldik. Bu şu demek önümüz kış, okullar açılıyor, masraflar demek. Kış mevsiminin getireceği zorlukları sadece vatandaş düşünmüyor, onların karşısında bir de fırsatçılar var. Daha şimdiden o çok sevdikleri ‘zam’ kelimesini dillerine dolamaya başladılar.
Şimdiden konuşulmaya başlanan Ocak 2025 asgari ücret ve emekli maaş zamları fırsatçı, açgözlü ev sahiplerinin ve ürünlere zam yapan zincir marketlerin iştahını kabartmaya başladı.
Aylar öncesinden sanki özellikle ortaya atılan bu tür zam konuşmaları, piyasaların yükselmesine neden oluyor.
Birileri sanki özellikle yapıyor. Konut kiralarında durum vahim. Ev sahipleri emeklinin ve asgari ücretlinin elindeki tüm maaşı kira olarak alsa hiç rahatsız olmayacak. Nasıl bir vicdan anlamak zor. Bakın yüzde 25 kira artırımı uygulaması bile tam olarak çözüm olmamışken şimdi durum hepten kötü, kiracı da ev sahibi de işin içinden çıkamaz durumda. Adliyeler bu tür dosyalarla dolu.
Bir konut veya araç nasıl bir anda 300 bin lira iken, 3 milyona yükseldi. Devletin TOKİ’si bir zamanlar sabit taksitlerle dar gelirli vatandaşların konut ihtiyacını karşılardı. Kurulma amacı da buydu. Şimdi ise TOKİ’nin normal müteahhitten hiçbir farkı kalmadı. İnsanların ev sahibi olma hayali bile ellerinden alındı.
4 ay öncesinden enflasyon rakamı konuşmayın. 4 ay öncesinden yalan bir enflasyonla ortaya çıkacak maaş zamlarını konuşmayın. 2025 Ocak ayı enflasyon rakamı belirlemeyin. Gerçeğe aykırı, yalan bir rakam olur.
Bu kira belirleme işlerini aslında TÜİK’e vermek gerekir. Onların piyasa rakamları çok ucuz. Tüm emlak sektörü kapatılsın ve bu yetki TÜİK’e verilsin. Tüm vatandaşlar bulundukları şehirlerdeki TÜİK ofislerine gidip gösterdikleri rakamlar üzerinden satın almak ya da kiralamak istedikleri konutlarla ilgili dilekçe versinler.
Hayali rakamlar artık insanların psikolojilerini bozdu. Yuvalarını bozdu. Ahlakı bozdu, ne esnaf ahlakı kaldı ne de güven kaldı.
Sonuç itibarıyla geldiğimiz nokta, neresinden bakarsanız bakın hoş değil.