Ne şanssız insanlar var şu dünyada yazık ona demenizi gözden geçireceğiniz bir konu konuşacağız şimdi. Kurbanlar…
Sık sık duyduğunuz cümlelerden başlayalım öncelikle; her şey beni bulur zaten,
en kötü şeyler neden benimle,
Bunlar neden hep benim başıma geliyor,
Ne kadar şanssız bir insanım ben,
Bir kere yüzüm gülmeyecek mi,
Hep aynı olaylar mı gelecek başıma? şeklinde cümleleri sık sık duyduğunuz kişilerdir kurban rolündeki kişiler. Gerçekten de onların başına gelir benzer durumlar. Çünkü kurban rolüne saplanıp kalmış ve bundan kurtulmak için söylediklerinin aksine çabaları yoktur.
Kurban rolünün temeli çocukluk dönemine dayanmaktadır. Ebeveynin çocuğuna karşı hep kurtarıcı tutum sergilemesi, çocuğun olumsuz deneyimlerinin sebebini başka yerde araması, kişinin yetişkinlik döneminde de sağlıklı sebep sonuç ilişkisi kuramamasına neden olmaktadır. Doğru çıkarım yapamayan ve ders alamayan biri haline gelir. Kurtarıcıya ihtiyaç duyar. Kendi ile ilgili değersizlik düşünce tohumları da atılmıştır.
Kurban rolünün bir de keyifli hali vardır. Çünkü kişi başarısız olduğuna inandıkça, yetemediğine inandıkça onun adına sorumlulukları yerine getiren biri vardır. Bu hiçbir şey yapamama hali, kısır döngü gibi birbirini tetiklemeye başlar. Acizlik ve çaresizlik duygusu onu otomatik olarak birçok görevden sıyırmıştır. Çaba sarfetmedikçe çaba isteği de azalmıştır.
Kurban rolünün kurtarıcıya etkisi ise düşünülemeyecek kadar ağırdır. Vampir gibi enerjiyi çekmektedirler. Çevrenizde bu tarz insanlar varsa, suçluluk duygusunu acıma duygusunu bir kenara bırakıp, harekete geçmelerine mecbur bırakmalısınız. Zor ve yavaş da olsa kurbanlar mecburiyet halinde dümeni tutmayı başaracaklardır. Tek yapmanız gereken kendinizi ve desteğinizi çekmek.