Biraz edebiyat yapmak isterken kayboldum düşünceler arasında. Öyle çok söyleyeceğim şey varmış ki açık açık yazmaktan korkmuş, süslü cümlelere sığdırmak istemiştim aklımdakileri. Çekinmek değil de doğru anlaşılmamaktan korkmak. Birçok probleme sebep olan şey bu zaten.
Anlamadı, anlamıyor, anlamıyorsunlar..
On katlı bir apartmanın pencereleri gibi. Aynı yere bakıyor olabilirsin ama evin içindekiler farklı. Yaşananlar farklı, yaşayanlar farklı. Haliyle gördüğün de değişiyor. Hissedilen mi? O aynı. Olaylara yüklenen anlamlara göre hissettiklerimizin sebepleri ayrılsa da birbirinden, hissedilen duygular aynı. Üzülmek üzülmek. Ağlamak ağlamak. Gülmek mutlu olmak. Öfke, kontrol edilmeyen kızgınlık. Sevinmek sevinmek. Bu yüzden duygular üstünden konuşalım diyorum. Ortak dil kurmanın en güzel halidir duygulardan konuşmak. Pencereleri değiştirmez ama baktığın yerde gördüklerini farkettirir.
Gel oturup duygularımızı dökelim. Yarıştırmadan. Yatıştırmadan. Tüm doğallığı ile.
Korkmayalım benim hakkımda ne düşünürden. Savunmak için mi dinler, açık arar da kullanır mı hesaplamayalım. Zaten niyet sorumlu değil mi olanlardan? Biz tüm şeffaflığımızla kalsak da karşıdakinin niyetidir nereye vardığı. Biz söyleriz o penceresinden yorumlar. Yanlış anlamalar olmaz mı hiç, elbette olur. O da iki kişinin çabasına bağlı.
İnsanız sonuçta etten kemikten olabiliriz de, beton da değiliz. Yaşıyor ve yaralanıyoruz. Mutlu oluyor besleniyoruz. Hepsi bize özgü. Gıda almak gibi doğal bir durum hissettiklerimiz. Herkeste var olanı, birileri ortaya çıkarmıyor diye bizim saklamamız gerekmiyor. Biz konuşmalıyız. Söylemeli anlatmalıyız. Bilmeyene öğretmeliyiz.
Dikkat edin çevrenizde ne kadar kontrolcü insan varsa hiçbiri duygu içerikli konuşmalarda bulunmaz. Kızdım bile demez. Gereklilikler olması lazımlar zaten böyledirler aslında olanlar ben böyleyim onlar yanlıştalar doğru değiller şartlar kurallar. Hem kendileri için hem başkaları için böyledir onlarda hayat. En büyük acımasızlıkları da kendinedir. Ne zor aslında...
Duygulara kapılıp melankoli, biraz da pozitif derken pespembe bir dünya oluşsun demek istemesem de, kendinize ve yaratılışınıza ihanet etmeyin demek istiyorum. Hayat zaten çok komplike. Başkalarının zihnini okumaktan kendi yüreğinizin sesini kısmayın. O konuşuyor. Söylemek istedikleri var. Dinleyin. Duymasınlar diye çaba harcamayın duysunlar. Duymak istemeyen varsa bırakın o da kulaklarını tıkayan birine dönüşsün siz kendi müziğinize uyum sağlayın da gerisi çok da önemli değil.