Yaptığınız mesleğin insanların gözünde bir yeri var. O mesleğe dair insanların hiç bilgisi olmasa bile, fikriyle az çok, sizi mesleğin kalıplarına koyup ona göre yargılarda ya da yorumlarda bulunuyorlar. Benim mesleğim de bunların tam içinde yer alan bir meslek grubu. Herkesin sizden beklentisi çok yüksek. Danışanlar zaten bir beklenti ile geliyor çare ararken bu normal ancak, dışarıda tanıştığınız kişiler de benzer beklentilerde.
Mesela harika bir çocuk yetiştirmeniz gerekiyor onlara göre. Hiç kızmamanız lazım mesela. Çünkü sen psikolog isen o çocuğun kızacak bir şey yapmaması gerekiyor. Çok başarılı olmalı. Motivasyonunu hep yüksek tuttunuz psikolog bir ebeveyn olarak. Ola ki çocuğunuz yok, nerden bileceksin ki yetiştirmedin gibi imalara da maruz kalıyorsun buna çelişkili olarak. Gerçi çocukta süreç hızlı ilerliyor ve ebeveynlerle temas sağlıklı kuruldu ise (danışanlar için) memnuniyet dillere, yazılara dökülüyor ama dışarıdaki insan diyorum ya işte…
Oysa ki psikoloğa gelenler normalden farklı bir davranış gözlemlediklerinde ihtiyaç duyuyorlar danışmaya. 6 yaşında bir çocuk altına yapıyor olsun örneğimiz. Bu normalden farklı bir süreçtir. Bu gibi bariz örneklerde elbette psikolog çocuğuna destek olabilir. Ancak bu çocuğun çocuk olduğunu unutalım ve onun her davranışına kızalım yetişkin gibi olmasını bekleyelim bunu yaparken de pohpohlayım hiç uyarmayalım demek değil.
Sohbet etmekse çok zor. Sen anlarsın ya, bir şey sormam gerek cümleleri başlıyorsa seansa dönmek üzeredir ortam. Sorular, benim de bir yakınım… derken konuşmak istemediğinizde kınamalara gidiyor. Hadi biraz bilgi vereyim dediniz öyle bir şey söyle ki ikna olayıma dönüşüyor bu kez de. Yani sizden bir nevi mucize bekliyorlar.
Bunlar bizim mesleğin dezavantajları. İnandır ikna et hemen şipşak sorunu çöz. Hatta onun yerine karar ver mümkünse. İstekler ve beklentiler artarak gidiyor. Tamam da ben büyücü değilim ki hokus pokus yapıp her şeyi toz pembe yapayım. Olsa da yapmam.