Macaristan, kurt ve yakın akrabası köpek üstüne çok saygın araştırmalar yapan bilim kurumlarına yüz yılı aşkın ev sahipliği yapan kültür çıtası çok yüksek bir ülkedir. Öyle ne olduğu nereden geldiği bilinmeyen elle sözüm ona kurt işareti yapmayı marifet saymazlar. Amma velakin bu asil hayvanın ve onun Orta Asya milletleri ile olan ilişkisini enine boyuna, işin içine masal falan katmaksızın araştırırlar.
Debrecen Üniversitesinden bir değerli hocanın bana dediğine göre de bu konuda dünyada bir numara imişler.
2014 senesinde bir film çektiler adı yazımıza başlık olan; BEYAZ TANRI.
Hikayesi şöyle çıtı pıtı bir Macar kızı babasının Hagen adlı köpeğini sokağa atması üzerine hayvanını bulmak üzere yola çıkışı ve mutlu ama bir o kadar da düşündürücü bir son sahne ile hikayenin nihayete erişi.
Yukarıda belirttiğim gibi kurt ve köpek eğitimi konusunda uzmanlığı tartışılmaz bir konumdalar.
Efendim bu Hagen namlı köpek, sonunda bir hayvan barınağına konur, ancak oradaki tüm hayvanlar acımasız ve sadist bir iki dallamanın elindedir. Bunun üzerine bu Hagen köpeklerin Spartaküs’ü olur ve büyük bir isyan başlatır. Önce barınağa hakim olurlar sonra şehre.. Bizim kızcık ise çar naçar köpeğini aramaktadır. Bir yerde karşılaşırlar ama o da ne o sevgi yumağı köpeği Hagen gitmiş, yerine gözünü kan bürümüş bir başka Hagen gelmiştir. Film dediğim gibi mutlu ama oldukça düşündürücü bir son ile biter.
Merak ya, ‘lan bu köpek nasıl olur da bir sahnede sevgi dolu bakarken bir başka sahnede böylesine acımasız olabiliyor?’ diye düşünürken bir de okudum ki, meğer bu rolü iki köpek oynuyormuş, biri gerçekten de uysal ve aşk böceği takılırken diğeri it oğlu it imiş.
Bazı sahnelerde Budapeşte sokaklarında yüzlerce köpeği koştururken görüyorsunuz, hayır öyle görsel efekt falan değilmiş, harbiden tamı tamına 281 köpeği sokaklarda koşturuyorlarmış her bir köşede eğitmenler varmış (kamera dışında) ve onlar köpeklerin hareketlerini kontrol edebiliyorlarmış.
Evcil hayvan eğitiminde geldikleri seviyeye bakar mısınız? 281 köpeği başkentin sokaklarına salacaksın ve her bir hareketini kontrol edeceksin. Bunların hepsi barınak köpekleri imiş, filmin sonunda hepsi sahiplendirilmiş.
Şimdi biliyorsunuz arkadaşın biri kuyuya bir taş attı, ülkenin en önemli meselesi ‘katliam yasası’ denen garip şey oldu.
Kahraman timlerimiz sokaklarda kendi halinde yaşayan hayvanları toplayıp barınaklara götürecekler ve orada da öldürecekler.
Tüm mesele budur ve bu kadar basittir.
Ekonomiyi batırmış, hukukta yerin dibine geçmiş, siyasete lağımında dalış rekorları kırmış, memleketi 10 milyonu aşkın ne idüğü belirsiz tiple doldurmuş, sokakları gangster bozuntularına teslim etmiş…
Ama sokak hayvanları en önemli ve -tek- meselemiz.
O filmde hiç değilse senaryo gereği bir Hagen vardı.