Antalya'nın sporda özellikle de basketbolda son yıllardaki kalıcı ve gerçekçi başarılara sahip olamamasındaki sebeplerinin başında liyakatsiz, amaçsız, menfaatçi, riyakar, iftirayı, yalanı,
abartıyı, tembelliği ve bahane bulmayı kendisine hayat felsefesi seçmiş hasbelkader teknik adam ya da idareci, yöneticiler oldu.
Spor ve basketbol için kılını kıpırdatmayan bu insanlar kendi menfaatleri için her şeyi mübah görmüş ve kendilerini göreve getirebilecek pozisyonlardaki insanların karşısında gerekirse siyaseti ve akraba ve merhaba dediği insanları devreye sokarak bir şekilde hedeflerindeki görevlere geldiler.
Hayattaki tek hedefleri kendi menfaatleri olan bu insanlar özellikle de Antalya'nın Türkiye Basketbol ligleriyle tanıştığından bugüne kadar bu karakterleriyle kamuda işe girdiler, kamuda ya da özel sektörde kendilerine yer buldular.
Bu tür insanların bir şekilde basketbolda hayal satmaya, yalanı ve bahane bulmayı kendilerine hayat felsefesi yapmaya devam etmeleri içler acısı.
Kamuda, beledilerde, spor kulüpleri yönetimlerinde yönetici veya teknik adamlık yapmaya çalışan bu insanlar Antalya basketbolunun defosu olarak karşımıza çıkıyor.
Özel yaşantılarında da yalanı, riyakarlığı, iftira atmayı, bahane bulmayı iş edinmiş bu insanlar Antalya basketbolunu geriye ittiler.
Bu tür insanların görev alabilmek için yapmadıkları iş kalmadı.
Kamudaki üst görevdekiler, belediye yetkilileri bu tür insanlardan kurtulmadıkça Antalya basketbolu olduğu yerde patinaj yapmaya devam edecek.
Bal yapmaz arılar bile yaşama bu tür insanlardan daha faydalı.
Kamu ve belediye yetkilileri, tabii ki spor kulüpleri yönetimlerinin bu tür insanlardan kurtulması Antalya basketboluna nefes aldıracaktır.
Antalya basketbolu bir şekilde kendi içlerine giren bu insanlardan uzak durarak basketbola eşik atlatacak.
Yalansız, dolansız, riyakarsız iş üreten bahane aramayan insanlar Antalya basketbolunu istenilen gerçek hedeflere götürecektir.
Gönlünüz dostluk ve basketbol dolsun.