Modern dünyaya geçmeden önce yolcuların konakladığı yerlere han denirdi. Yani şimdiki modern hizmet veren otel ve pansiyonların görevini o zamanlar yolcu hanları yapıyordu.
Yolgeçen hanları sirkülasyonu bol gelenlerin gidenlerin sınırsız olduğu konaklama yerleriydi.
Son yıllarda insan ilişkileri o kadar yoğunlaştı ki samimiyetin, insani değerlerin gözetilmediği bir platform haline geldi.
Şarkının dediği gibi ‘gelenlere gidenlere’ diye bir moda girenler kendi değerlerine fazlasıyla zarar veriyorlar.
İnsanın kendi kendisine verdiği zararı kimsenin veremediğini hep görmekteyiz.
İnsan sosyal bir varlık olduğu için bir çevrenin toplumun içinde yaşadığından değişik insanlarla tanışıyor ve bu tanışıklıklar bazen ikili tanışıklıklara dönüşebiliyor ve bütün bu gelişimler daha çok kadınların maddi manevi istismarıyla sonuçlanıyor.
Tanıdığı her insana güvenenler ise çok büyük kalbi ve maddi zararlara uğruyor.
Kalben ve madden yanıltılan hayatı sıkıntıya uğratılan kadınlar güven sendromu yaşıyor ve bu güven sancısı içindeyken nehirde akıntıya kapılanlar gibi sürüklenebiliyor.
Bütün bunların sonucunda Candan Erçetin’in şarkısında dediği gibi ‘kırık kalpler durağında’ o kadar çok yığılma oluştuki kalbe iyi gelecek denenler kalbi kırarak yorarak maddi manevi istismarlarının peşinde koşmaya devam ediyorlar.
O yüzdendirki insanlar özelliklede kadınlar yaşamlarını yolgeçen hanına çevirmemek için daha seçici daha test edici daha gözlemci ve daha mesafeli olmak zorundalar.
Zaaflar hatalar insana ait defolardır ama bunların büyük zararlar getirmemesi için yüzeysel değil daha çokta realist olmalı.
Gönlünüz dostluk ve gerçek sevgiyle karşılaşsın.