İnsanoğlunun yaşamı boyunca nefes alması, kalbinin atması kadar hayatta olmasının olmazsa olmazlarından kişinin varoluşunun önemli kavramlarından umut hiçbir zaman kaybetmemiz gereken bir olgudur.
Umut etmek kişinin geleceğe daha pozitif bakmasına, hedeflerine varması yolculuğunda ihtiyacı olan duygular yumağıdır.
Umudun negatifi ise umutsuzluk duygularıdır. Umutsuzluk içinde olmak kişiyi demoralize yaparak kendi içine kapanmasının geleceğini karanlık görmesinin nedenidir.
Toplumumuzda kadınlar sosyal yaşamın kendilerine getirdiği ağır yüklerden dolayı daha çabuk umutsuzluğa gömülüyorlar.
Hatta mesleki başarıları kariyerleri olan kadınların bile gerek kendi kendilerine gerekse çevrelerinde bulunan maddi manevi menfaat peşinde koşan insanlarca kendi çıkarları doğrultusunda umutsuzluk içine çekildiğini görüyoruz.
Bütün bunları altüst eden umudu hep yüksek tutmanın bir kadına neler kazandırdığını Amerikalı şampiyon engelli kaykay sporcusu kadın "Kanya Sesser" gösterdi.
Kanya Sesser, Tayland'lı bir ailenin doğuştan bacakları olmayan bebek olarak dünyaya gelişinden sonra devlet korumasına yetimhaneye verildikten sonra 5 yaşındayken Amerikalı bir çiftin kendisini evlat edinmesinden sonra Amerika'da yaşamını devam ettirirken kaykay sporunda şampiyonlukların abonesi olan genç bir kadın.
Kanya Sesser,Amerika ve dünya şampiyonluklarını elde edip Amerika paralimpik olimpiyat kadrosunda da bulunuyor.
Kanya Sesser, küçüklüğünden itibaren hiçbir zaman tekerlekli sandalye kullanmayıp okuluna ve gittiği tüm yerlere kaykayla gidip geldiği için kaykaydaki başarılı sporculuk hayatını kaykayla adeta bütünleşmesine borçlu olduğunu söylüyor.
Kanya Sesser, kaykadaki başarılarını hayatını sürdürdürdüğü Amerika'nın Los Angeles şehrinde tekerlekli sandalye basketbol takımında sürdürüyor.
Kanya Sesser, şampiyon sporculuğunun yanısıra 15 yaşından itibaren meslek olarak yaptığı profesyonel mankenliği de başarılı bir şekilde sürdürüyor.
Kanya Sesser, doğuştan iki bacağı olmamasına rağmen yaşamdan hiç umudunu kesmediğini ve hayatla olan mücadelesinde hiç pes etmediğini ve yaşam yolculuğuna umudu hep yüksek olarak devam ettiğini anlatıyor.
Kanya Sesser'in yaşamı ülkemizde umutsuz kadınlara örnek olmalı.
Sağlıklı olup mesleklerinde başarılı kariyerli maddi durumu çok iyi olan kadınların çevrelerinde bulunan ve kendilerinden maddi manevi faydalanan insanların kendilerinde yarattığı umutsuzluk çukurundan çıkmalarının kendi değerlerini hatırlayıp tekrar özgüvenlerini kazanma çabalarıyla mümkün olacaktır.
Gönlünüz ve kalbiniz hep umutlu olsun.