Uzun yıllardır dünyanın ve özellikle de ülkemizin korkulu rüyası hastalıklardan "kanserde" son yıllarda tıp alanındaki tedavi ilerlemesi dikkat çekici bir duruma geldi.
Bu konuda en ilgili tıp alanı "onkoloji" (kanser tedavisiyle ilgilenen, vücuttaki tümörlerin oluşumunu, nedenlerini, teşhisini, tedavisini içeren tıp alanı).
Onkoloji, kanser hücreleri olduğu kadar kanserli olmayan hücreleri de inceler.
Onkolojinin çağımızın tedavisi zor hastalığı kansere son yıllarda adeta dur dediğini tıp bilim insanlarının uğraşıyla gerçekleştiğini görüyoruz.
Onkoloji konusunda dünyaca ünlü olan ülkemizden birçok tıp insanı ve "onkolog" (tümör konusunda uzmanlaşmış iç hastalıkları uzmanı) olduğunu görüyoruz.
Bu bilim insanlarından birisi de Prof. Dr. Berrin Pehlivan.
Prof. Dr. Berrin Pehlivan ülkemizde tıp eğitimini bitirdikten sonra aldığı uzmanlıktan sonra yurt dışında çalıştığı üniversitelerde doçent ve profesör ünvanı alıyor ve yurt dışında aldığı eğitimi ve bilgiyi ülkemizde paylaşmak için Türkiye'ye geri dönüp tıbbi çalışmalarını sürdürüyor.
Prof. Dr. Berrin Pehlivan'ın ülkemize verdiği katkı kanserle mücadelenin kazanabilme eşiğine gelindiği pozitiflik.
Ayrıca Prof. Dr. Pehlivan'ın en büyük tezlerinden birisi kanser olmamanın mümkün olduğunu vurgulaması.
Prof. Dr. Pehlivan bunu başarabilmenin bir ekibin kurularak mümkün olduğunun farkına vararak ekip oluşturuyor.
Kanserle topyekün mücadele insanın kendisine bakması, yemesi, içmesi, egzersiz yapması ve bulunduğu çevreyle başlıyor.
Daha sonrasında ise Prof. Dr. Pehlivan'ın tezine göre kanserle mücadele sadece bir cephede değil değişik cephelerde savaşarak kazanılacağı şeklinde.
Prof. Dr. pehlivan kanserle mücadelede onkoloji dışında psikolog, diyetisyen, fizyoterapist görüşleri ile kanserin önlenebileceği müjdesini ülkemizden vermesi hem ülkemiz adına hem de kanser gibi illet bir hastalıkla mücadelede çok önemli bir mesaj.
Ülkemizde sadece 1000 onkolog olmasına rağmen dünyada kanseri yenme çabasında Türk Tıp insanlarının ön plâna çıkması hastalarımıza ya da kansere yakalanma riski olanlara büyük bir moral.
Ülkemiz tıp insanlarının tıbbın tüm alanlarında başarıları hem tedavi umutlarının yeşermesine hem de dünyada tıp insanlarımıza saygının artmasına haklı olarak sebep oluyor.
Bu da Prof. Dr. Pehlivan gibi tıp insanlarının artmasına fayda getirecektir.
Gönlünüz ve kalbiniz umutsuzluğa düşmeden umut aşılayan insanlarla olsun.