Aslan günlerine giriş yaptığımız şu günlerde hepimiz kendimizi dünyanın merkezi gibi diğerlerini ise fazlalık olarak görebilir ve kibirli davranışlarda bulunabiliriz. Ben son günlerde biraz zorlanıyorum. Çok sevdiğim insanlarda dahi eleştirecek bir şeyler bulabiliyorum. Size de olmaz mı? Bazen en yakın arkadaşımıza dahi tahammül gösteremediğimizi olumsuz duygular içerisinde olduğumuzu farkedebiliyoruz. Eşimiz bizi desteklemediğinde rahatsız oluyoruz. Kardeşimizin yaptığı bir yorum ile huzursuzluk duyuyoruz. Çevremizdeki insanlar bir anda bizi rahatsız etmeye başlıyor ve biz onlara hoşgörü göstermeyi başaramıyoruz. Böyle hissetmeye başladığım zaman karşımdaki kişiyle ilgili beni rahatsız eden özelliklerin ne olduğuna bakıp ne kadarının bende olduğunu düşünüyorum ve bir liste hazırlıyorum. Bunu yapmak çok kolay olmuyor. Bu içimizde taşıdıklarımızı projelendirmek gibi bir şey. Başkalarında gördüğüm ve beni deli eden ne varsa muhtemelen kendim hakkında bir şeyler anlatıyor.
Ayna yasasını duydunuz mu? Bu yasa 12 evrensel yasadan biridir ve diğer insanlarda gördüğün kendi içindekinin yansımasıdır der bize, iyileşmemiz gereken alanı da gösterebilir. "Başkalarında gördüklerim, kendimde gördüklerimin bir yansımasıdır." demeye başladığımız zaman şifalanıyoruz fakat insanoğlu çoğunlukla bu konuda inatlaşmayı seviyor. Tıpkı arkadaşımıza beni kaç aydır aramıyorsun diye sitem ederken kendimizi de ele vermemiz gibi. Şikayet ettiğimiz her şeyin içinde bizim de bir parçamız var. Görmeyi bilen gözler birbirinin yansıması sayesinde kim olduğunu, korkularını, zayıflıklarını, gölgelerini anlar. Titreşim olarak gönderdiğimizi geri alıyoruz. Bu sadece çevremizdeki insanlar için değil hayat için de geçerli. Siz hiç şikayet ettiğiniz şeyleri yaşarken bulmadınız mı kendinizi? İstemediğin ot burnunun dibinde biter derler... Dünya ile nasıl etkileşim kuruyorsun? Dünyanın adaletsizliğinden şikayet eden bir süre sonra haksızlığa uğrayabiliyor. Herkesin sorumsuz olduğunu düşünen biri kısa süre sonra büyük bir sorumsuzluk yapabiliyor. Dünyadan korkan korkutucu bir durumla karşı karşıya kalabiliyor. Evren adeta bizi kopyalıyor, aynaya neyi yansıtırsak onu bize yansıtıyor.
Hayat başımıza gelenlerin toplamı değil hayat kendimizin yansıması. Dünya adaletsiz değil bizi cezalandırmaya çalışmıyor her şey daha kötüye gitmiyor. Bizler suçlayacak birilerini arıyoruz ve dünyayı böyle algılıyoruz çünkü bunu yapmak işimize geliyor. Çünkü bu kolay olan. Carl Gustav Jung demiş ki; Bir çocukta bir şeyi değiştirmek istiyorsan, önce kendini değiştirmen gerek. Bu etrafımızdaki herkes için ve dünya için de geçerli. Bizi rahatsız eden, endişelendiren veya rahatsız eden ne varsa değiştirmemiz, geliştirmemiz için mesajlar içerir. Sadece bunu fark et!
El elin dünya ise hepimizin yansımasıdır.