Hayatın rutin telaşı içinde bazen bir insan çıkar karşınıza, bunca kalabalığın içinde rengiyle, duruşuyla, tavırlarıyla farkını hissettirir. O tam böyle birisiydi benim için. Evet, yıllardır bu şehirde “gazetecilik” denilen meşakkatli mesleği icra eden duayen bir isimden, Haluk Üncel’den söz ediyorum. Tam kırk yıl önce İstanbul’da bulaştığı bu mesleğe hiç ihanet etmedi ve sadece gazetecilik yaptı. Pek çok gazetede çalıştı, köşe yazıları yazdı, yöneticilik yaptı. En son Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel’in basın danışmanlığını yapıyordu, hastalandı, tedavi sürecinde militanca savaştı, ama vadesi bu kadarmış, yenik düştü.
1993 yılından bu yana Antalya’da yaşıyordu. Ama benim tanışıklığım çok yeni, üç-dört yıl önce. İşine karşı çok saygılı, asla yanlış, gevşek, gayrı-ciddi tutum ve davranışa tahammül edemeyen, öz güveni çok yüksek babacan bir adamdı. Bunca hayat tecrübesine karşın, yine de duygularını hiç saklamayan, belki de saklayamayan, samimi, çok dürüst ve cesur bir çocuk gibiydi. Şaşırdığını saklamazdı örneğin, yeni bir şey duyduğunda, “hadi yaa” diye tepki gösterirdi. Duygularını saklayamayan çocukları oldum olası çok severim. Haluk Ağabey’i de bu nedenle çok sevdim. Ciddi işlerin adamıydı, gevşek laftan, gevşek işten, gevşek insandan hiç hazzetmezdi.
Hasta yatağında ziyaret etmeyi çok istedim, ama mümkün olmadı. Telefonlarıma hep eşi çıktı ve tedavi sürecinin devam ettiğini söyledi, ve ben her defasında Haluk Ağabey’in sesini duyamamış olmanın burukluğu içinde “tekrar geçmiş olsun, selam söyleyin” diyerek kapattım telefonu. Oysa söylemek istediğim, duymasını istediğim, bilmesini istediğim ne çok haber, ne çok cümle vardı hafızamda. Diyemedim, hepsi bende kaldı.
Ve ben, sevdiğim insanları uğurlarken hep yaptığımı Haluk Ağabey için de yapmalıyım ve o cesur, çalışkan ve fedakar çocuğu, Turgut Uyar’ın ağıt kokan dizeleriyle uğurlamalıyım.
“ben sorarım bir gün, nasıldır bir müslümanın gömülmesi
toprak kazılıp yani dünya çözülüp
ölüme ancak bir yağmur kadar üzülüp, gömülmesi
ki her müslüman öldüğünde yağmur yağar.”
Elveda Haluk Ağabey, varsa hakkım helaldir, ama lütfen sen de bize olan hakkını helal et. Allah eşine ve gencecik evlatlarına sabır versin. Mekanın cennet olsun, seni gerçekten çok özleyeceğim.
Çok zamansız bir gidiş Bizim iyi yürekli komşumuz temiz insan vefalı dost Haluk nurlar içinde uyu Çook üzgünüz