Yanılmıyorsam 1987'nin sonbaharıydı, fakülte yaşamımın ilk günleri. Bir arkadaşım, "Erbakan Hoca'nın mitingi var, gidelim mi?" dedi. Çocukluğum onun espritüel nutuklarını dinleyerek geçmişti ve o yılın ilkbaharında siyasi yasaklar kalkmış, tekrar meydanlara dönmüşlerdi. Çıktık vardık bir grup "solcu" arkadaşımla beraber. Biz meydana vardığımızda konuşma henüz başlamıştı. Kenarda bir köşede, fazla da kalabalığa karışmadan, dinlemeye başladık. Epey de uzaktı bize, her zamanki gibi milli sanayiden, kalkınmadan bahsediyordu. Gerçekten çok güzel konuşuyordu, mizah duygusu ve zekası çok yüksekti. Çok iyi bir hatipti, dikkatle dinliyorduk.
Nihayet miting bitti ve her miting sonunda yaptığı gibi sağ elinin baş parmağını kaldırdı ve yemin aşamasına geçildi. Bütün kalabalık aynı hareketi yaptı, biz hariç! Topu topu beş-altı arkadaştık, ama bu hareketi yapmadık.
Ve çok ilginç, yemin töreni bir türlü başlamıyordu! Ne kadar süre geçti bilmiyorum, mikrofondan Erbakan Hoca'nın o babacan sesi duyuldu; "hey, oradakiler, siz İsrail'den yana mısınız?!". Başımı kaldırdım, Erbakan Hoca bize, evet bize sesleniyordu! Bir kaç saniye birbirimize bakındık, önce kim kaldırdı hatırlamıyorum, ama sonuçta hepimizin elleri aynı şekilde havadaydı! "Hah şöyle" dedi, memnuniyetini ifade ederek.
Ve yemin töreni başladı. Önce o söyledi, sonra biz tekrar ettik. Sonra da miting bitti ve dağıldık.
Aslında yemin esas itibariyle biz solcu gençlerin itiraz edeceği bir metin değildi. Nihayetinde anti-emperyalist ve millici ifadeler vardı yemin metninde. Ama bu yemini "sağcı-muhafazakar ve dinci" bir siyaset adamının ifade etmesi zorumuza gidiyordu belki de. (O yıllarda Erbakan Hoca'yı sağcı sanıyorduk, çocukluk işte!).
Sonra büyüdük, büyüdüm. Ömrüm hep solda ve sol değerleri kutsayarak geçti. Ezilen, horlanan, dışlanan, itilen, kakılan kim varsa hep ona yakın durmaya çalıştım, hala da bunu yapmaya gayret ederim, herhalde bu da benim kaderim. Okulda türbanlı arkadaşlarımız derslere alınmazken biz sosyalistler hep onların yanında olduk, her daim gururla andığım hatıralarımdan birisidir.
Ve ben büyüdükçe, aslında bunca yıldır Erbakan Hoca ile ettiğimiz yemine sadık kalmaktan başka bir şey yapmadığımı farkettim! Özü itibariyle aynı duyguları taşıyorduk, emperyalizme ve siyonizme karşıydık, kimse dini inancı ve düşüncesi nedeniyle ezilmesin, sorgulanmasın ve milli kardeşlik/kalkınma stratejisini geliştirelim, mevzu bu kadar basitmiş aslında.
Kuşkusuz ayrıldığımız hususlar vardı, nihayetinde ben pozitivist/seküler bir tedrisattan geçmiştim. Ama bu dindar profesörün eninde sonunda bu toprakların hayrına konuştuğundan, bu amaçla mesai yaptığından, niyetinden ve amelinden hiç kuşku duymadım. Herhalde bu nedenle, "aşırı solda" top oynarken bile bazı arkadaşlarımın bana "Erbakancı" diye takılmaları boşuna değildi.
Evet Erbakan Hocam, ben sizinle tam 30 yıl önce ettiğim yemine hep sadık kaldım, hâlâ mazlumun dostu, zalimin, emperyalizmin ve siyonizmin iflah olmaz düşmanıyım, malumunuz olsun.
Ve iyi ki bu topraklar sizin gibi samimi, yurtsever siyaset adamları gördü.
Ruhunuz şâd olsun, mekanınız cennet olsun.
Eşref Bey; Meselelere objektif bakan bir akademisyen olarak sizi bu yazınız ile tanımaktan ziyadesi ile şeref duydum.Mücadelemiz bu yemin metni çerçevesinde kıyamet sabahına kadar devam edecek şuuru ile Saadet partimizin çatısı altında sürüyor. Buyurunuz efendim. Bir ve beraber olalım. Büyük şeytana ve siyonizme karşı teşkilatlı mücadelenin adresi MİLLİ GÖRÜŞ dairesinde bir binanın tuğlaları gibi olmaya davet ediyor; Hayırlı Cumalar diliyorum. Ahmet Bölükbaş Saadet Partisi GİK hizmetkarı.
Bursa Milli yazınızdan öksürüğü Çok teşekkür ediyorum bu güzel temennilerle ben de katılıyorum ileride hep birlikte Daha güzel mücadele örneği vermek üzere sizinle yan yana olduğunu iftiharla söylüyorum Allah razı olsun cennetlerde buluşmak üzere Görüşmek üzere
Ortak değerlerde buluşup bu memleketi yeniden o büyük günlerine birlik ve beraberlikle getirebiliriz. Kim ne derse desin benim gördüğüm iki dinamizm solcu ve milli görüşçüler birlik olmalı o zaman saflar sıklaşır. Ve yeniden büyük türkiye ve yeni bir dünya kurulur.
ahlakı olmak erdemli hayatı adımlamaktır.
Allah ahdinde duran, sadık olan ve vefa gösderenleri asla boşa çıkartmaz.Temennimiz yalnız emperyalizmin düşmanị değil top yekün Batıl'ın Fikri Düşmanı olasınız Rabbimin CENNET yurdunda beraber olalım,dileğiyle Allaha emanet ediyorum.
Allah c.c senden ve sizin gibilerden razı olsun.Bizler Erbakanın yolun da yine Erbakan'ca bakan Erbakanın yanındayız.
Allah razı olsun. Erbakan Hocamızın deyimiyle imanın ilk şart Anti Emperyalist ve Anti Siyonist olmak ve Mazlumlardan yana saf tutmaktır. Siz bunun canlı kanlı örneğisiniz. Samimi yazınız için bir Milli Görüşçü olarak şahsım adına teşekkür ederim.
Elhamdülillahi Rabbil Alemin.. Amin...
21 Aralık 2015 de de aynı yazıyı farklı bir başlık ve birkaç değişiklik ile yazmıştı. Yazıyı kendisi inanarak yazdığını sanmıyorum. Şuan ömrünün geçtiği yerde durmayı 12 Eylülde bıraktığına ve kendi geçmişine mahcup olduğuna inanıyorum. Yada o geçmişi onun için reklam arasıydı yada bir basamak.