Aslında pek böyle akıl veren, nasihat eden yazılar yazmayı sevmem. Açıkçası akıl almayı, nasihat dinlemeyi hiç sevmem ve genellikle de tam tersini yaparım. En azından hayatımın bundan önceki evresinde hep böyle yaptım. Ama bu kez sevmediğim bir üslup dairesinde bir yazı kaleme alıyorum, zira çağın dayattığı bir reel duruma dikkat çekmek istiyorum.
Çocuğunuzun geleceğini “garanti” altına almak mı istiyorsunuz? (Bir insanın doğurduğu bir çocuğun bütün hayatını “garanti” kapsamına almaya gücü yeter mi, o da ayrı bir mesele). Öyleyse dinleyin:
1- Her şeyden önce "çok para kazanayım ve çocuğuma iyi bir gelecek bırakayım" manyaklığını derhal terk edin. Zira kazanılan, biriktirilen servetin, bir sonraki kuşağın hizmetine salimen bırakılacağına dair bir şart yoktur. Gelirler ve bir ömür boyu biriktirdiğiniz bütün serveti bir gecede alır giderler.
2- Sağlıklı bir ruh hali, sağlıklı çalışan bir akıl, sağlıklı çalışan bir beden, bir çocukta olması gereken asgari şartlar. Bunlar olmadan olmaz. Gücünüz yetiyorsa önce bunu sağlayın.
3- Çocuğunuza ilk önce, hayatta hiç kimsenin kendisiyle aynı düşünmek, aynı hissetmek, aynı bakmak zorunda olmadığını ezberletin. Ve bir insanı sevmek için ille de kendisi gibi düşünmek zorunda olmadığını benimsetin. İleriki yaşlarda travma yaşamaması için bunu mutlaka yapın.
4- O halde çocuğunuz için yapabileceğiniz tek bir şey var, ona iyi bir eğitim imkanı sağlamak. Dikkat edin, paralı ve pahalı bir eğitimden söz etmiyorum, iyi bir eğitimden bahsediyorum.
5- Parasız ve iyi bir eğitim mümkün müdür sorusuna cevap; evet, zor ama mümkündür. Ve bu tamamen anne-babanın duruşu ve tutumuyla ilgilidir.
6- Okumayı ve öğrenmeyi bir oyun haline getirmek gerekiyor ve bunu evde, yani hanede, siz yapabilirsiniz. Paralı ya da parasız, yaşadığımız bu gerilimli çağlarda hiç bir okul bunu başaramaz. Bunu maalesef siz yapmak zorundasınız.
7- Çocuk, daha büyüme zamanlarında bile, evde kitap okunduğunu, evdeki büyüklerin bile yeni şeyler öğrenmek için çaba harcadığını, birbirleriyle ilmi konular üzerinde fikir beyan ettiklerini gözlemleyecek.
8- Ve ne yapıp edin, mutlaka iyi bir İngilizce (okuma/yazma/konuşma) öğrenmesini sağlayın. Bunun için gerekirse aç kalın, susuz kalın, ama bunu yapın!
9- Ve ne yapıp edin, bir müzik aletini (bağlama/gitar/piyano/keman) mümkünse hepsini, değilse en az birisini, iyi derecede icra etmesini sağlayın. Müzik evrensel bir dildir ve çocuğunuzu çağın getirdiği büyük belalardan koruyabilir. Burada ruhen değil, “fiilen” bir korumadan söz ediyorum.
Ve bütün bu saydıklarımı çocuğunuz alim olsun, profesör olsun, zengin olsun diye değil; sağ salim ayakta ve hayatta kalsın diye yapacaksınız. Zira öylesine zor ve belalı bir çağa düştük ki, anlatmaya kelimeler yetmez.
Peki bunları yapamıyor musunuz? O halde diyecek bir şey yok, çocuğunuza yüksek perdeden slogan atmayı öğretin, zira önümüzdeki yıllarda en çok buna ihtiyacı olacak!