Geçen hafta sosyal medya iki kelime üzerinde çalkalandı; TAMAM ve DEVAM. Cumhurbaşkanı Erdoğan Ak Parti Grup toplantısında bir cümle kullandı ve dedi ki; “millet ne vakit tamam derse, o zaman kenara çekiliriz.” Bu cümlede bir sorun var mı? Hayır, yok. Bütün demokratik ülkelerde her siyasi liderin etmesi gereken laf bu. Ama bu cümleden hareketle, Tayyip Erdoğan muhalifi çevreler eliyle sosyal medya aleminde, çok güçlü ve etkili bir “TAMAM” kampanyası başlatıldı, halen de devam ediyor. Bu kampanyaya karşılık, Ak Parti ve Tayyip Erdoğan tarafı da “DEVAM” kelimesi üzerinden etkili bir kampanya ile bu çıkışa cevap verdi, elbette yine sosyal medya üzerinden. Devam mı? Tamam mı? Savaşı halen devam ediyor ve elbette seçim sonuna kadar da böyle gidecek.
Ama benim bu konuda, yani sosyal medya üzerinden yönetilen ve yürütülen kampanyalarla ilgili fikrim şudur; elbette sosyal medya bir siyasi kampanyanın etkili bir enstrümanıdır, ama hiçbir seçim sosyal medya sayesinde kazanılmaz. Seçim sokakta ve insana dokunarak kazanılır. Dokunmak, gönüle girmektir. Gönülde varsan, sokakta da varsındır. Ancak içinde yaşadığımız çağda öyle sanılıyor ki, sosyal medyada varsan, hayatta da varsın! Yoksan, hiçbir yerde yoksun! Herhalde bu nedenle, bu günlerde Türkiye’de sosyal medyayı, bilhassa facebook ve twitter’ı, takip eden bir yabancı, muhtemeldir ki, “yarın bu ülkede iç savaş başlayacak” diye düşünebilir.
Bana göre, “Tamam mı, devam mı” sorusundan daha önemli bir soru var formüle edilmesi gereken ve şöyledir; On altı yıllık kesintisiz iktidarına rağmen, yaptıkları, yapamadıkları, hataları ve sevaplarına rağmen Ak Parti’yi hala ülke genelinde %50’ye yakın bir seviyede tutmayı sağlayan sosyal dinamikler nelerdir? Yani toplumun neredeyse yarısı, her şeye rağmen niçin Ak Parti’den ve Tayyip Erdoğan’dan vazgeçmeyi düşünmüyor? Bu soru neresinden bakarsanız bakın, sorulmayı hak ediyor. Ak Parti muhalifi çevrelerin de bence bu soruyu sormaları ve “ilmi” cevaplar bulmaları gerekiyor.
Ama bu soruya verilecek cevap artık şöyle olmamalıdır; “halkın yarısı cahil, tabii ki AKP’ye oy verecek!!!.” Ya da, “halkın yarısı dinci ve gerici, elbette AKP’ye destek verecek!!!.” “Esasında millet oy vermiyor bunlara da, seçim gecesi bilgisayarda kazanıyorlar!!!.” Bu bilimsel olmayan, gerçeği yansıtmayan saçma sapan cevaplar verildiği sürece, açıkça söyleyeyim, Ak Parti daha uzun yıllar ülkeyi yönetmeye devam eder. Bu tür cevaplar Türkiye’yi hiç tanımayan, insanımızı hiç tanımayan kafaların icadıdır ve hiçbir bilimselliği yoktur. Yoktur, çünkü hiçbir insan, ontolojisi gereği, kendisine zarar veren bir şeye yıllarca itibar etmez, ilk fırsatta atar geçer.
Devam mı tamam mı sorusunu daha haftalarca konuşacağız. Bir hayli erken olmakla birlikte, benim tahminim odur ki, Tayyip Erdoğan milletten bir beş yıl daha devam vizesi alacak. Ama benim sinirlerimi bozan asıl söylem şudur; “Devam denirse Türkiye biter!.” Yahut şu söylem; “Tamam çıkarsa Türkiye biter!.” Bitmez efendim, iki durumda da bitmez! Bu propaganda bu ülkeye, bu ülkenin birikimine, tarihine, gücüne, ferasetine, insanına hakarettir. Moğol istilasında bitmemiş, 1918’de bitmemiş bu ülke, bir seçim akşamı mı bitecek? Yapmayın Allah aşkına. Sanal korkular ve endişeler üzerinden değil, somut ülke gerçekleri üzerinden propaganda inşâ edilmeli. Türkiye bunu hak ediyor.
DEVEM