“Sanatta geriye bakış önemlidir. On yıllar, yüzyıllar hatta bin yıllar öncesindeki bir sanat objesinden yeni çağdaş tasarımlar yaratılabilir. Yeniyi ararken eskiden yararlanmak da bir yeniliktir.”
Bu düşünce ile başlayan çalışmada, geniş bir kaynak taramasının yanı sıra beş önemli Selçuklu merkezini (Sivas, Divriği, Kayseri, Aksaray, Konya) kapsayan onlarca Selçuklu yapı örneği ve süslemeleri, olanaklar ölçüsünde incelemeye ve kaynak taraması yapmaya çalıştım. Siz değerli okurlarımızı Selçuklularda sanat eserleri adlı yazı dizisinin ilk bölümüyle başbaşa bırakıyorum.
Anadolu, Asya’nın batı ucundaki bir uzantısı olup, tarihin her evresinde çok hareketli bir ortam oluşturmuştur. Bu çok katmanlı tarihsel ortamda göçler, savaşlar, farklı politik-kültürel güç dengeleri doğal olarak mimaride ve süslemede üslup zenginliğinin oluşmasına katkıda bulunmuştur. Anadolu Selçuklu taş işçiliği sadece kendi sınırları içerisinde değil geniş bir etki çerçevesinde süslemenin doruğuna ulaşmıştır.
Anadolu, Selçuklu Devletinin hakim olduğu M.S. 11. ve 13. yüzyıllar arasında, yaklaşık iki yüz yıllık süre boyunca yeni kültür ve sanat ortamına sahip olmuştur. Selçuklu’nun Anadolu’yu fethi ile coğrafi konum bu ortamı oluşturmuştur. Dönemin karışık siyasal ve kültürel yapısı içinde mimari cephelerde yüzeyler pek sınırlamanın olmadığı hoşgörü içinde işlenmiş, İslam’ın yanı sıra İslam öncesi inanışların ve yerli öğelerin birlikte kaynaştığı biçim ve kompozisyonlar taş, kil, ahşap veya madene aktarılmıştır. Çalışmanın özünü oluşturan mimari yüzeylere işlenen taş süslemeleri, Selçuklu kültür ve sanatının günümüze ulaşmış somut örneklerindendir. Bu doğrultuda ele alınan dönemin tarihi, sosyal, siyasal ve düşünce ortamı ile süsleme elemanlarının özellikleri bugüne kadar gelmiş zengin bir sanat birikimidir.
Türkiye’de kurulan İlk Türk devletleri döneminde sanat, Büyük Selçuklu dönemindeki
sanat anlayışının devamı ve gelişmiş hâlidir.
Türkiye Selçukluları, amaçları topluma hizmet etmek olan dinî, sosyal ve ticari nitelikte cami, imaret ve kervansaray gibi birçok mimari eser ortaya koydular. Yapılan bu eserlerde taş işlemeciliği, yazılar ve geometrik şekiller ile süslemeler ön plandadır. Bu yapıların her türlü giderleri vakıf topraklarının gelirlerinden ve vakıf yapan insanlar tarafından karşılanmaktadır.
Türklerin kurdukları uygarlıklar içinde Anadolu Selçuklularının ayrı bir önemi vardır. Halen yaşadığımız bu toprakların yurdumuz olmasını sağlayan Selçuklular kısa sayılabilecek dönemleri boyunca Anadolu’da mimari ve sanatta özgün eserler bırakmışlardır.
Anadolu Selçuklu kültürünün oluşum sürecini anlamak için öncesi ve sonrasındaki yani Orta Asya, İran, Suriye, Kafkasya ve fetih öncesi Anadolu yerli kültürünü tanımak gerekir. Anadolu'ya gelen Türklerin, bu topraklarda buldukları ile beraberinde getirdikleri unsurları ve bu unsurların oluşum dönemi Anadolu Selçuklu sanatının biçimlenmesine olan etkileri önemlidir. Dönem coğrafyasında Selçuklu sanatının meydana gelmesini belirleyen nitelik oluşumları bu kültür çeşitliliğine bağlanabilir. Bu bağlamda anıtsal Türk mimarisi ve süslemesinin Anadolu’da başlamadığı sadece bir sürecin küçük bir kısmı olduğu görülmektedir. “Anadolu’daki ilk Selçuklu yapıtları gibi eserleri yapmak asırların verdiği birikimin sonucudur.”