Ülkemizin içinde bulunduğu enflasyon koşullarıyla birlikte sigorta şirketleri de verdikleri güvenceler karşısında afaki rakamlara çıkmış durumdalar. Burada sigorta şirketi derken hem kasko hem de sigorta işlemlerinden bahsettiğimi de ayrıca ifade etmek isterim.
Trafikte kullandığımız araçlarımıza her yıl trafik sigortasını yaptırmak zorundayız. Trafik sigortası yaptırmadan kullanmak yasak. Bu hukuki zorluk sigorta şirketlerini elini zaten güçlendiriyor.
Sigorta güvencesinin olmasına ben de sonuna kadar katılıyorum. Kullanılan taşıtların modeli, sınıfı gibi özelliklere göre sigortalama işlemi yapılsa da bir güvencenin olması önemli.
Ancak kasko yaptıranlara sigorta zorunluluğu olmalı mı konusunu tartışmaya açık diye düşünüyorum. Sigorta işlemi ile sağlanan güvenceler kasko yaptırarak da sağlanabiliyor. Kasko güvencesinin detaylarına bakarak sigorta yaptırmanın isteğe bağlı olmasının önü açılabilir.
Sigorta sadece karşı tarafa güvence verirken kasko hem karşı hem de yaptıran tarafa güvence sunuyor. Bu durum, detaylandırma ile sigortadan istenen güvenceye evirildiğinde sigortalama isteğe bağlı olabilir. Kasko yaptırmayanlara ise sigortalama zorunlu olmalı.
Bu düşüncelerimi aktardıktan sonra da hem sigorta hem de kasko işlemlerindeki keyfilikleri vurgulamak istiyorum.
Öncelikle sigorta ve kasko işlemlerindeki yüksek fiyatlara müdahale edilmelidir. Devletimizin ilgili kurumları bu konu ile yakından ilgilenmelidir.
Enflasyon arttı, malzeme fiyatları arttı, işçilik ücretleri had safhada, dolayısıyla sigortalamanın da bedeli yükseliyor bahanelerine yakından bakmak gerekiyor.
Sigorta şirketleri maliyetten dolayı fiyatları yükseltiyorlarsa, aşağıdaki örneği kendilerine bırakıyorum. Bu örnek bire bir benim başıma geldiğinden sigorta şirketlerinin de adını vereceğim.
Tam bir ay önce Antalya’da Yüzüncü Yıl Bulvarı üzerinde trafik sıkışıklığında beklerken dikkatsiz bir sürücü arkadan aracıma vurdu. Benim aracımda sadece tampon sorunu oluştu. Tutanaklar tutuldu. Herkes aracını aldı ve sigorta şirketinin anlaşmalı olduğu servise gitti.
Benim sigorta şirketim Ray Sigorta. Karşı tarafınki ise Quick Sigorta. Ayrıca aracımı kasko da yaptırmıştım ve kasko firmam da AXA Sigorta.
Günümüz koşullarında otomobil bir ihtiyaç. Sigorta şirketleri ikame araç vermediğinden hemen kasko firmamdan işlemleri başlatmak istedim. İyi ki de kasko yaptırdım da dedim.
Anlaşmalı servise gittim ve dosyamı açtırdım. Merakımı servise sordum, işlemler ne zaman biter? Bir tane araç gösterdi ve bu araç 3 aydır bekliyor dedi. Gözüm korktu ve “sadece tampon, belki hemen tamir bile yapabilirsiniz.” dedim. İşlemler başlamadan hiçbir söz veremeyeceklerini söylediler.
Aracımı aldım (Yürüyen kısmında sorun olsa ne yapacaktık?), kullandım ve yaklaşık 2 hafta arayan soran olmadı. İki hafta sonra tampon sökülmesi için bıraktım ve ikame aracı teslim aldım. Kasko dahilinde 15 gün olan ikame araç süresini de kullandım. Nihayetinde süre sonunda servise gittim. Aracın başında nöbet tutarak teslim aldım. Toplam süre bir aya ulaşmıştı.
Basit bir tampon tam bir ayda yapılabiliyorsa, bunun bir tık üzerindeki kaza sonuçlarını düşünemiyorum bile. Basit bir plastik tamirinde ya da değişiminde tam bir aylık hangi işlemler yapıldı ki süre bu kadar uzundu? Sonuçta tampon değişti ve monte edildi.
Tedarikçi, iş yoğunluğu falan filan bahaneleri bu süreyi açıklayamaz. Anlaştığınız servise tamir et deseniz yapacak, parça tedarik et deseniz hemen yapacak. Bir tamponun tamiri ya da tedariki ben diyeyim 2 gün siz deyin 5 gün.
Sigorta yaptırana kadar iletişim uzmanı oluyorsunuz, vatandaşın işi yapılacakken ipe un seriyorsunuz.
Eksper beklerken, tedarik beklenirken, onay süreçleri, sürecin uzamasından dolayı servislerin ilave fiyat eklemeleri, sigorta şirketlerinin servislere ödeme yaparken yavaş davranmaları, ikame araç süresine ödenen ücretler sigorta ve kasko ücretlerinin artmasına neden olur. Bu sorunlar giderilirse fiyatlar düşebilir.
Vatandaşlarımız keyfiyete terk edilmemelidir. Açıkçası sigorta şirketlerinin hoyratlığı yetkililerin dikkatini çekmelidir.