Geçtiğimiz hafta 26 Temmuz’da açılışı yapılan Paris 2024 Olimpiyat Oyunları tartışılmaya devam ediyor. Açılış sırasında yapılan gösteriler tartışmaların en başında geliyor. Açılışı canlı izleyenler kötü bir açılış olduğunu söylerken, ekranları başında izleyen bizler ise farklı görüntülere maruz kaldık.
Açılış sırasında ekranlara düşen neredeyse her sahnede küresel şeytani oluşumun izleri, şifreleri vardı. İnsanlığın doğasına aykırı olan her şey hak dinlere göre de haramdır. Velhasıl durmayacak şeytana karşı tedbirli olmak zorunluluğu var.
Olimpiyat Oyunları açılışında Türkiye’yi ilgilendiren tartışma konusu sporcularımıza giydirilen kıyafetlerdi. Hangi görüşten, hangi siyasi oluşumdan olursa olsun (terör destekçileri hariç) duyarlı herkes tepki gösterdi.
Açıkçası yetkililerimizin beklemiyorduk, nasıl bilebilirdik gibi bir savunma içerisine girmemeleri gerekiyor. Kötülük peşinde olanlar durmayacağına göre yetkililer de uyanık olacak.
Uzak bir tarihte değil, Avrupa Futbol Şampiyonası’nda bir futbolcumuzun yapmış olduğu kurt işaretini hazmedemeyen Avrupalılar takımımızı haksız olarak cezalandırdı.
İsrail herkesin gözü önünde Filistinlileri katlediyor. Bu soykırım bütün dünyanın gözü önünde gerçekleşiyor. Geçtiğimiz günlerde ABD’de soykırımcı, katil Netenyahu dakikalarca ayakta alkışlandı.
Birileri Suudi Arabistan’daki futbol maçını sabote etti. Bunu da biliyoruz.
Antalyasporlu İsrailli bir oyuncu kolundaki bandaja isim yazarak sahaya çıktı. Sahaya çıkarken koluna ne oldu diye sormayacak kadar saf mıyız?
Olimpiyat oyunlarının yapıldığı Fransa, Ermenistan’a silah taşımaya devam ediyor. PKK/YPG başta olmak üzere bizim aleyhimize her türlü sabotajı yapıyor.
Bu örnekler sizlere birbiriyle alakasız gelebilir. Demek istemem ortalık toz duman ve Türkiye’yi rahat bırakmıyorlar.
Kısacası bizim Türkiye olarak her türlü alavere dalavereye karşı uyanık olmamız gerektiği aşikar.
Sosyal Medya araçlarından X’de yaptığım paylaşımda “Peki Spor Bakanlığımız ne yapmış? Sporcularımıza pijama gibi mavi-beyaz giysi tasarlatmış.” demiştim.
Konu araştırılmış, Spor Bakanlığı değil de Milli Olimpiyat Komitesi kıyafet tasarımını yaptırmış. Benim için bunun bir önemi yok. İnsanın olduğu her yerde hata olabilir. Yeter ki hata olsun. Ya suiistimal?
Olumsuzluklara karşı Spor Bakanlığımız da tedbirli olmalıydı. Birkaç kişiye bağlı kalmadan önceden bu kıyafetler incelenebilirdi, görülebilirdi.
Peki kıyafet tasarımını kim yapmış? Vakko.
Vakko ülkemizdeki bir firma. Bu firmanın kökeni nedir, ne değildir, sabotaj ihtimali, dışarıdan etki, gizli mesaj var mı araştırılması gerekiyor. Hatta Anadolu’dan izler taşıyan bir kıyafet tasarımı yapılmalıydı.
Bizler ortaya çıkan mavi-beyaza bakıyoruz. Peki sonuç?
-Tasarım çok kötü.
-Seçilen renkler Kerkük Bayrağı ise kabul. Doğu Türkistan Bayrağı ise zaten tamam.
-Bu kadar karmaşanın arasında bir başka ülke bayrağını anımsatıyor mu? Örneğin Yunanistan, Arjantin hele hele İsrail…
Tamam eleştirmeyelim de sizler de keyfe keder iş yapmayın. Suyu mu çıktı kırmızı-beyazın. Benim Bayrağımın renkleri yeterince asil.
Ülkemiz kültüründen bir desen olamaz mıydı? Teke yöresinin kıyafeti bin basar bu pijamalara.
Oyuncularımızın arkasındayız, destekliyoruz. Tamam eleştirmeyelim de sizler de gereğini yapın.
Nazi kamplarındaki kıyafetlere benzerlik aslında mesajı ortaya koyuyor. Bu kötü algı nasıl temizlenecek?