Bazı konular vardır, tekrar tekrar tespit edilir, yazılır, öneriler getirilir, çözüm bulunmaz, tekrar başka bir tarafından ele alınır, yine çözüm bulunamaz, ama yine de vicdanın sesi dinlenerek tekrar yazılmak istenir. Bu yazı da böyle bir yazı.
Konunun asıl merkezi DENETİM.
Bu sefer hastane kantinlerini merkeze alarak birkaç kelam etmek istiyorum. Geçtiğimiz günlerde bir kamu hastanesine gitmek durumunda kaldım. Kantine de gitme zorundaydım. İki süt, iki bitter çikolataya 220 lira ödedim.
Bir başka vatandaşımız bir su bir küçük çikolataya 50 lira ödedi. Alınan su bir litre değil. Küçük bir su. Süt bir litre değil, küçük bir süt.
Peki bu fiyatlar normal mi?
Kimse bana alınmasın, abarttığımı söylemesin, bizzat gözlemlerimi yazıyorum.
Yetkililer hastane koridorlarında dolaşsınlar, ne demek istediğimi anlayacaklardır.
Kantinlerden alışveriş yapmayın demek, işin basit tarafı. Herkes keyfe keder alışveriş yapmıyor. Kazancı yerinde olanlar için de yüksek fiyatlar olmayabilir.
Market reyonlarında 3.5 liraya satılan küçük bir su nasıl olur da 20 liraya satılabilir?
Yazıyı ve konuyu daha fazla uzatmak istemiyorum. Ekonomik durumu iyi olan vatandaşlarımız özel hastanelere gidiyorlar. Kamu hastanelerine gidenler gelir düzeyi düşük insanlarımız. Yani fakirler…
Kırsaldan merkezdeki hastanelere bin bir zahmetle gelen bu insanları kazıklatmayalım lütfen. Bu pahalılık devletimizi yönetenlere yazıyor, unutmayalım. Hastanelerde yapılan onca yatırımı heba etmeyelim.
Kazıklanan insanlarımızın ağzından çıkanları duymak isteyenler, hasta gibi hastane koridorlarında denetim yapabilirler.
İhaleye verdik, şu kadar parayı aldık demek işimizin bittiği anlamına gelmiyor. Ezilen, mağdur olanlar da bizim insanlarımız.
Bu arada devlet okullarımızın kantinlerini de ihmal etmeyelim. Hem fiyat hem de kalite açısından birçok okulda iyi bir denetime ihtiyaç var.
DENETİM de nakdi bir yardımdır.