Tarım sektörümüz içerisinde zirai ilaç, gübre ve tohum bayileri yadsınamaz ve vazgeçilemez önemli görevler icra ediyorlar. Ülkemizin farklı bölgelerinde, farklı tarımsal yoğunluklara göre değişmekle birlikte her daim çiftçilerle bir aradalar.
Üreticiler; tohumlarını, gübrelerini, hastalık, zararlı ve yabancı otlara karşı pestisitlerini, solarizasyon örtülerini, askı ipi gibi ihtiyaçlarını bu bayilerden temin ediyorlar.
Bazı köylerde sadece gübre satışı yapanlar, bazı üretim bölgelerinde gübre ve ilacı birlikte satan yerler var. Bazen de her ne kadar satışı uygun değilse de çiftçilere bizzat seyyar satışlar yapılabiliyor. Bunların bir kısmı aslında zirai ilaç bayi özelliği de taşımıyor.
Zirai ilaç tohum ve gübre bayileri, özellikle Antalya gibi seracılık bölgelerinde çok daha fazla yük üstleniyorlar. Bunlara örnekler vermek istiyorum.
Örneğin çiftçi seralarında, bahçelerinde ve tarlalarında teknik incelemeler yapıp ücretsiz “danışmanlık” hizmeti sunuyorlar. Bu hizmet sırasında kullanılması gereken ilacından, gübresine ve yetiştiricilik tekniklerine kadar her türlü bilgiyi aktarıyorlar. Burada şu sorular akla gelebilir.
-Tarım danışmanları yok mu?
Var. Ama danışmanlık sistemi tam çalışmıyor.
-Tarım ilaçlarının önerilmesi bayilerdeki mühendis ya da teknikerler tarafından mı yapılıyor? Bu işi reçete yazma hakkına sahip mühendisler yapmıyor mu?
Yönetmelik gereği tabii ki reçete yazabilecek kişilerin bu işi yapması gerekiyor. Fakat genel anlamda sistem bu şekilde işlemiyor.
-Peki, reçete yönetmeliği nasıl işliyor?
Tarım alanlarında reçete ile satış devam ediyor. Ancak üretim alanlarını zirai ilaç bayilerinde çalışan teknik elemanlar inceliyorlar, önerilerini yapıyorlar ve reçete daha sonra yazılıyor. Yani işi yapan başkası, reçeteyi yazan (!) başkası oluyor.
İlerleyen süreçte bu konuda da bir yazı kaleme almayı düşünüyorum. Ancak dikkat çekmek adına “Üç günlük tarım izlenimleri” yazımı bitirirken kullandığım ifadeyi tekrar edeceğim: “Bitki koruma ürünlerinin reçeteli satışıyla ilgili sorunların çözüldüğünü, varsaymaya devam edecek miyiz?”
Tarımsal girdilerin teminin yanında, çiftçiler yetiştireceği bitki türünü ve çeşidini bayilerdeki teknik elamanlara soruyorlar. Fide siparişi ve benzeri birçok ihtiyaçlar da bayiler üzerinden sağlanabiliyor.
Zirai ilaç bayileri satışlarını Çiftçi Kayıt Sistemine dahil üreticilere yapmak zorundalar. Bütün üreticilerin kaydı olmadığı için rekabet açısından, bu sorununda da çözülmesi gerekiyor. Yani üreticinin bir nevi takibini sağlıyorlar.
Girdilerin hangi ürüne kullanacağına dair ruhsatlarının olması ve satış yapılırken bunun da kontrol edilmesi gerekiyor. Yani izlenebilirlik te bayiler üzerinden sağlanıyor.
Yapılacak üretimler için girdiler çiftçilere borç olarak veriliyor. Elde edilen sebze, meyve ve tarla ürünlerinin satış fiyatları düşük olunca, çiftçi kazanamıyor, çiftçi kazanamayınca bayiler kazanamıyor. Bayiler çiftçiye veresiye sattıkları girdilerin fiyatlarını ise firmalara ödemek zorunda kalıyorlar. Yani üreticinin bir de borç yükünü çekiyorlar.
Tarımsal girdi sağlayan bu bayilerin kazançları çok fazla olduğu algısı varsa da karşılaştıkları riskler ve üstlendikleri görevlere bakılınca durum böyle değil. Tarım sektörü içerisinde çok önemli görevler üstlenen bayiliği lütfen hafife almayalım.