İçinde yaşadığımız zaman dilimi insanlık adına fiyaskolarla, belalarla, acılarla, katliamlarla dolu. Özellikle yakın coğrafyamızda, gönül coğrafyamızda yaşananlara kayıtsız kalmak imkansız.
Gazze…
İnsanlığın yok olduğu topraklar.
Bütün dünyanın gözü önünde katliamın yaşandığı bölge. Canlı canlı kadınından erkeğine, bebeğinden çocuğuna yanan insanların toprakları orası.
Diri diri gömülenlerin yeri. Kolu bacağı, başı kopmuş tanınmaz hale gelen çocukların anaları ve babaları tarafından kucağa alındığı topraklar.
Küresel güçlerin destekleri ile bir halk yok ediliyor. Yok edilen halk Filistinliler, Müslümanlar. İslam alemi için kutsal topraklarda gözü olan Siyonistler taş üstünde taş bırakmıyor.
Katliam adına her türlü zorbalığa maruz kalan Müslümanlar, diğer Müslümanların gözü önünde katlediliyor. Gazze içeriden ve dışarıdan düşmanlarına karşı direnmeye çalışıyor.
Tevrat’ın emsini yerine getirdiğini söyleyen Siyonistlere sessiz kalan Müslüman Araplar ayağa kalkamadı.
Suriye… Yok edildi. Milyonlarca insan evlerini, yurtlarını terk ettiler. Üstlerine bombalar yağdırıldı. Akdeniz’i aşıp kendilerine başka yurt edinmek isteyenler tuzlu suları aşamadılar. Dünyanın en büyük mezarlığı Akdeniz keşke dile gelse de insanlığın yüzüne haykırsa.
Başka bir Müslüman ülke Libya paramparça. Sudan aynı durumda. Yemen parası olan insanlık dışı varlıkların oyun sahası.
Doğu Türkistan… Yüzyılı aştı. İnsanlar inim inim inliyor.
Ne zaman ve nasıl biteceği belli olmayan zulüm için dua etmekten başka çaremiz yok.
Dünyadaki katliamlar bunlarla kalmıyor ve sadece de Müslümanları ilgilendirmiyor. Ukrayna-Rusya arasındaki savaşlarda da binlerce can yok oldu.
Birileri istiyor diye sorunlar, savaşlar, gözyaşları, katliamlar yaşanmak zorunda mı?
Maalesef mevcut durumda öyle gözüküyor. Bitmesi için insanların “insan” olması gerekiyor.
Dünyadaki gelişmeleri değerlendirince önümüzde yıllarda da benzeri sorunların devam edeceğini anlıyoruz.
Bizleri, Türk milletini ilgilendiren öncelikle Türkiye’mizin bir ve birlik içinde olması. Yakınlarımızda ve uzaklarda yaşananlardan uzak kalmanın yolu güçlü olmaktan geçiyor. Bunun için çok çalışmalıyız.
Yeni gelen yılın, 2025’in yaşadığımız kötülüklerin son bulacağı bir yıl olmasını diliyorum.
2025 yılı ve sonrasının öncelikle Türkiye’miz, zulüm altında inleyen soydaşlarımız, Müslümanlar ve ayrıca tüm insanlık için barış, sağlık ve huzur getirmesini dilerim.
İyiliklerin yaşanması insana bağlıdır. İnsan, İNSAN olmayı tercih ederse güzellikleri yaşamak çok uzakta değildir.
Kısacası yeni yıllarda İNSAN olmayı ve İNSAN kalabilmeyi diliyorum.