Geçtiğimiz hafta sonu ziraat mühendisleri bir sınava girmek için Ankara’nın yolunu tuttular. Bu sınav uzun zamandır beklenilen “Bitki Koruma Ürünleri Bayilik ve Toptancılık Sınavı”.
Sınavın olduğu hafta sonunda ülkemize gerçek kış gelmişti. “Her yer kar boran” denir ya tıpkı öyle… Yolda kalanlar, rezil olanlar…
Bu yıl sınav ilk defa ÖSYM tarafından yapıldı. Soruyu kimler hazırladı, nasıl yapılacak denilemeden oldu bitti.
Sınava giren ziraat mühendisleri zor bir sınav olduğunu söylüyorlar. Ortada bir sınav var ve başarı durumuna göre seçme yapılacaksa bir zorluk derecesi de olmalı.
Peki bu sınav amacına yönelik mi yapılıyor?
Bunun için önce sınavda başarılı olanların ne iş yapacağına bakılmalı. Başarılı olanlara “bayilik belgesi” verilecek ve uygun bir yerde bayi açacaklar.
Ancak aldıkları belge ile bayilerde sadece tarım ilacı satmayacaklar.
Her tülü gübreden hormona, bitki büyüme düzenleyicilerinden bombus arısına, biostimülantlardan damlama borusuna, tohumdan fideye kadar her şey satılacak. Zaten bu bayilerin ismi Zirai İlaç, Tohum ve Gübre Bayileri diye biliniyor.
Bu kadar işi yapanlara aynı belge veriliyor. İlacı bilen gerisini halleder anlayışı hakim.
Bayilik sınavıyla ilgili başka bir tartışma ismi bitki koruma bölümü mezunları sınava girmesin şeklinde.
Böyle bir hak olacak ise toprak ve bitki besleme bölümü mezunları gübreleri satsınlar.
Tarımsal yapılar ve sulama bölümü mezunları sulama sistemlerini satsınlar.
Zootekni bölümü mezunları arıları satsınlar.
Fideleri, tohumları tarla ve bahçe bitkileri bölümü mezunları satsınlar…
Bu kadar ayrıntıya gerek yok deniyorsa bu durumda her bölüm mezunu sınava girsin. Ve sınav soruları sadece bir bölüme yönelik avantajlar sağlamasın.
Tarım ilacı satılacak, bitki koruma üzerine sorular olmalı denilirse, haklılık payı da var, o zaman Latince ağırlıklı sınav işe yarar mı diye düşünelim.
Latince mi, yoksa hastalığı tanıma ve tedavi geliştirme mi?
Bayilerin gerçekten ne iş yaptığına bakarsak aslında tartışmaya mahal yok. Bayide çalışan ziraat mühendisleri ilacı satıp veresiye defterine yazdığında gün gün gübreleme tarifi yapıyorlar. Bazıları ilse blueberry bitkilerini yetiştirmeye çalışıyor.
Bayilerdeki tarım ilacı satışları nasıl yapılıyor, buna da bakmak gerekmiyor mu? Latince sorduğumuz ve ezberleyebilenlerin geçtiği sınav sonucunda bayi çalıştırmaya başlayanlar ilaçları satıyorlar, reçetelerini ise başkaları yazıyor.
Reçeteler nasıl yazılıyor dersiniz?
Bayide oturan ziraat mühendis yazmıyor (Sistemi tıkamamak adına bu cümleyi yazdığımı vurgulamalıyım.). Bayiye ara sıra uğrayan reçete yazma yetkisi olan bir ziraat mühendisi yazıyor, diyesim geliyor.
Bayide çalışan, bitkileri yerinde gören, inceleyen, hastalık ve zararlıları, bitki besleme eksikliklerini tespit eden ziraat mühendisi mi reçete yazmalı, yoksa ara sıra gelen mi?
Peki bayilik belgesine kavuşan ziraat mühendisi Latincelere göre mi ilaç satıyor? Sınav sonrasında unuttu bile…
Ya bu ilaçların ticaretini yapan patronlar, pazarlamadan sorumlu ziraat mühendisleri. Onların da bayilik belgesi var mı?
Bu arada Latince’nin önemini öğretmeye kalkmayın lütfen…
Yani bayilik sınavından tarım sektörünün işleyişine kadar her şey karma karışık. Sistem kendi yolunu bulmuş, bir şekilde çalışmaya devam ediyor. Eğitim verenlerden tarım sektörünü yönetenlere kadar tarım sektörünün işleyişinin iyi bir reforma ihtiyacı var.
Buraya kadar olan kısımlar farklı kesimlerce tartışılabilir. Sektörün içerisinde olanların eleştirme hakkı var.
Ancak “Bitki Koruma Ürünleri Bayilik ve Toptancılık Sınavı”na eczacıların, kimyagerlerin, tarım teknikerlerinin, ormancıların katılmasına net olarak karşıyım. Bu konuda bütün ziraat mühendislerinin net tepki koymaları gerekiyor. Birlik olmaları gerekiyor.
Örneğin ziraat mühendisleri eczane açamıyorsa, onlar da zirai ilaç bayii açamamalıdır.
Ziraat mühendisleri kendi itibarlarını kendileri kurtarabilir. Aslında bu konuda ses verenler var. Sadece bu sesi çoğaltmak bile yetebilir.
Sayın hocam; Eczacının kimyagerin, ormancının ilaç bayiliği açmasına kesinlikle karşıyım. Lakin ziraat fakültesinin bölümleri içinde tarım ekonomisi, zootekni, makina ve sulama bölümlerinin bir çoğunda hiç bitki koruma dersi verilmiyor. Transkiriptler incelenebilir. Orman mühendisliği bölümünde en az 2-3 tane bitki koruma dersi var. Bence ziraat fakülteleri konusu sil baştan düzenlenmelidir. Saygılar