Hatırlamakta ve hatırlatmakta fayda var; zira kamu adına sorduğumuz sorulara gerekçeli cevaplar gelmemiş olmakla birlikte, ilgili kurum adına yeni ihbarlar ve şikâyetler de gelmeye devam edince yazmamazlık edemezdik. Tarafımıza ulaşan şikayet mailleri artınca, yeni yönetimle birlikte nelerin düzelip nelerin düzelmediğini araştırmaya giriştik ve yeni bir yazı serisi ile huzurunuza gelmiş olduk. Bu maraton uzun soluklu bir yarışın ilk startı oldu.
Evet, ilimizin sağlık yönetiminden ve sağlıkla ilgili tarafımıza ulaşan şikâyetlerinden bahsediyorum. Ama önce konunun ciddiyetini daha iyi anlamak ve algılamak için aylar öncesine bir yolculuk yapalım. Bu anekdotu paylaşmazsak konu havada ve yarım kalacaktır.
Önceki İl Sağlık Müdürü Sn. Dr. Ünal Hülür müfettiş denetimi sonrası istifa ederek Antalya’dan ayrılmış ve yerine yeni İl Müdürü Sn. Op. Dr. İsmail Başıbüyük atanmıştır. Antalya’da yıllarca AK Parti İl Başkan Yardımcılığı görevini devam ettirmiş ve hatta sağlıktan sorumlu başkan yardımcılığı görevini ifa eden "yüce" bir zat'ın farklı farklı mekanlarda dost meclislerinde ağzından şu cümleler dökülmüştür; "Ünal yemek ihalesi ile ilgili yedi milyon götürmüş." Duyanlar şaşkınlık içindedir... Bu konu ile ilgili başka başka yerlerde aynı sözler farklı kaynaklardan da tarafımıza ulaşmıştır.
Oysa ki duyduğu ya da bildiği bu konu üzerine bir parti yönetim kurulu üyesinin bir de sağlıktan sorumlu olduğunu da hesaba katarsak, bu konunun küllenip gitmemesini sağlaması ve hakikatlerin açığa çıkması adına azami gayreti ortaya koyması gerekirdi. Keşke, kamu malının, tüyü bitmedik yetim hakkı olduğunu bu zat bize gösterse ve varsa böyle bir olay sorumlulardan hesap sorulmasını sağlayabilseydi… Keşke kendi sorumluluk alanında bir şaibeyi, böyle dedikodu malzemesine kurban etmeseydi. Eşinin bu kurumda bir yönetici, bir başkan olarak bir makam sahibi olması, konuya dair bilgisinin kuvvetini ortaya koyduğu gerçeğini göz önüne alabilseydi. Ve yıllarca bu kurumda olumsuzluk adına, her olan bitenden kendi adına da bir ders, pay, paye çıkarabilseydi… Keşkeleri siz devam ettirebilirsiniz…
Sağlık camiası ile ilgili yazılarımızda hatırlanacağı üzere sıkıntının, çarpık yapının bir ayağının bürokrat, bir ayağının siyaset, bir ayağının da yetkili sendika olduğunu defalarca belirtmiştik. Kifayetiz, liyakatsiz yöneticiler, yanlış referanslar, adamcılık hastalığı, sıkıntılı iş ve işlemler, kamu zararları ve hatta savcılığa yansıyan yolsuzluklar bu kurumumuzda devam ediyor mu? Bundan sonraki süreçte yazılarımızda bunu irdeleyeceğiz…
Sn. İl Müdürü İsmail Başıbüyük beyin çalışkan, hareketli ve sorunların üstesinden gelme adına ortaya koyduğu gayrete rağmen hala devam eden bazı yanlış, anlaşılmaz vakalar, siyaset, bürokrat ve sendika üçleminde "kast teşkilatının" her şeye rağmen görevi başında olduğu gerçeğini açıkça görmemizi sağlıyor. Başarmak için mücadele eden bir ekibe rağmen; sırf kendi cephelerinin adamı değil diye birileri, birilerinin çuvallaması ve başarısız olması için her türlü taklayı atıyor, attırıyorlar… Örnek mi? Birileri yeniden oluşturulmak istenen merkezi satın almaya, mali işlere "görevlendir/me/me" marifeti ile set çekebiliyor. Kurumda oturduğu koltuğu ısıtmaktan başka hiçbir mahareti olmayan, yönetici puanında sınıfta kalan, hakkında ta önceden beri yöneticilik yapamaz raporu olduğu iddia edilen, o makamda kalmanın çaresini modern tabirle referans kasmaya borçlu "çetin" zat, kulağına üflenen her suflenin gerçek olduğunu zannederek paranoyakça ifadeler kullanabiliyor. Bırakın ilgili kişileri, sevgili Müdür Beye bile sarf ettiği cümleleri duvarların dili olsa da söylese… Belki Müdür Bey duymamış/duyrulmamıştır amma biz işittik vesselam.
Biz gelelim onlarca ihale hususundan bir tanesine…
Hal böyle olunca; Sağlık Müdürlüğü 2021 Temmuz ayından bu tarafa açık ihalesini yapmadığı yemek ihalesinin 5. pazarlığını da yapmış bulunmaktadır. Aylardır yapılamayan yemek ihalesi kimleri memnun etmektedir? Pazarlık usulde parça parça 5. kez uzatılan yemek hizmet alımında kazançlı çıkan kurum mu, yoksa başkaları mıdır?
Kamu İhale Kanunu’nun 21 B maddesi (Doğal afetler, salgın hastalıklar, can veya mal kaybı tehlikesi gibi ani ve beklenmeyen veya idare tarafından önceden öngörülemeyen olayların ortaya çıkması üzerine ihalenin ivedi olarak yapılmasının zorunlu olması) durumunda pazarlık usulü yapılabiliyorken, 5 kez öngörülemeyen durumun hala öngörülememesi, öngörüsüzlük değil midir?
01.08.2021’de ilk sözleşmede malzeme dahil yemek alımı 2 (iki) ay süre ile 12 (on iki) milyon TL (aylık 6 milyon TL) yaklaşık maliyetle çıkılmış 11.5 (on bir buçuk) milyon TL ile sözleşme yapılmış… Ardından… 2 aylık bir pazarlık daha yapılmış bu kez yaklaşık maliyet 12 milyon 500 bin (aylık 6 milyon 500 bin) olarak çıkılmış ve 12 milyon TL bedel ile sözleşme imzalanmış. Üçüncü kez yapılan pazarlıkta bu kez yaklaşık maliyet 14 milyon 400 bin TL (aylık 7 milyon 200 bin TL) iki ay süre ile çıkılmış 13 milyon 900 bin TL ile sözleşme imzalanmış. Dördüncü kez yapılan pazarlık süresi bu kez dört aya çıkarılmış ve yaklaşık maliyet 39 milyon 800 bin TL (aylık 9 milyon 950 bin TL) olmuş ve 37 milyon TL bedel ile sözleşme imzalanmış. Ve final!.. Açık ihale yerine 5. kez pazarlık usulü tercih edilmiş ve yaklaşık maliyet 55 milyon 700 bin TL olarak belirtilmiş teklifler ise 61 milyon 495 bin TL olarak ifade edilmiştir. Yani aylık 15 milyon 648 bin TL olmuştur.
10 aydır açık ihale neden yapıl/a/mamıştır?.. 5. kez yapılan pazarlık usulü ile alımlara hangi firmalar davet edilmiştir? Yapılan bu pazarlık usulü ihaleler için hangi gerekçeler gösterilmiştir. Ve asıl soru… Yukarıda bahsettiğimiz anekdota istinaden bu yemek ihalesinin yılan hikâyesine dönüşmesinde dahli bulunan çevreler kimlerdir? Siyaset işin neresinde, bürokrat işin hangi noktasındadır?
Haaa! Etkili ve yetkili zatı muhteremler "–efendim bu işlemler yasaldır" diyebilir. O ve onların avaneleri lütfen zahmetinize saymayın bir daha okuyunuz. Devlet ve milletimizin ali menfaatleri neyi gerektiriyor?
Hak, hakikat ve hakkaniyet adına, şeffaflık ilkesi gereğince cevap gelir mi? Bekleyip göreceğiz…
Daha önce sorduğumuz ama cevap alamadığımız konulardan sonra bunun da cevabını kamu adına bekliyor olacağız.
Hafıza-i beşer nisyan ile malüldür değil mi?
Ha sahi pandemi döneminde İl Müdürlüğünün havalimanı PCR testini özel sektöre devretmesinin de cevabı ve gerekçesi gelmemişti.. Aracılar… Ortaklar… Mümkünse onun da bekliyoruz.
Soru sormaya ve bize ulaşanları paylaşmaya devam edeceğiz.
Emrah başkandan ne istediniz ??
Kimsenin Emrahtan bişey istediği yok ama Emrahin kimlerden ne istediğini bilen biliyor... Neyin başkanı Emrah? Müdür sekreteri değil miydi bu eleman? Hangi alt yapıyla başkan yapıldı?? Duyan da bi hüneri vardı zanneder! Tek hüneri herkesin bildiği gibi kendisinin ve kendisini hiç haketmediği halde oraya oturtanların kasasını şişirmek oldu. Allah bir daha fırsat vermesin bu tiplere.
Yaşa cesur Hidayet abi
"Yavuz hırsız ev sahibini bastırır " derler eskiler, şimdi tam da o aklıma geldi. Yiğit bir gazeteci çıkıyor her şeyi apaçık yazıyor ( yanlış bir şey yazsa emin olun tazminat davaları havada uçuşurdu, yada en azından tekzip yayınlamak zorunda kalırdı ) yazının muhatapları bırakın utanmayı sıkılmayı pişkin pişkin makamlarında oturmaya devam ediyorlar. Müdürlüğün dedikodu kazanı olmasının yegane sebebi ÇETİN başkan, odasına her gelene Hacer Hanımın yuva yıkan kadın, Fetöcü olduğunu, Yüksel YÜCE ile kendisinin tanıştırdığını, Hacer'in de Yüksel'i ayartıp eşinden ayırıp kendisi ile evlenmesini sağladığını çok tehlikeli ve sinsi olduğunu sözleşmeler öncesi herkese söyledi. Ünal Müdürün kendisini çok sevdiğini ona çok güvendiğini böbürlene böbürlene anlatıyordu, ta ki görevden alınana kadar, Müdür görevden alınır alınmaz hemen U dönüşü yeni gelen müdüre yanaştı, Uzmanken bile hazzetmediği Esin kendisinin yardımcısı oldu,
Öncelikleri yazılan bu yazı bir fert olarak on ayda ne değişti de yemek fiyatları nasıl artıyor on ay önce 6 milyon olan fiyat on ay sonra nasıl 15.5 milyon oluyor. Yazının Aslı bu kimse bunu görmüyor tüyü bitmemiş yetimin hakkı oeşkeş çekiliyorum memleketi üç beş çapulcuya bırakmışlar bir ak partili olarak bundan hicap duyuyorum. Lütfen birileri bu işe el atsın. Sağlık müdürlüğündeki düzenliszlik almış başını gitmiş, milyonlarca liralık müdürlük bütçesinin sağlık memuru olup , hiç idarecilik yapmamış birine teslim edilmesini doğru mu. Yükse Yüce beyin Ankara’dan partiden el çektirilmesene rağmen hem kendisi hem karısı sağlığı yönetiyor. Yine dışarıdan Yüksel Yüce tarafından manipüle ediliyor, herkes bunu görüyor. Hidayet beyin yazısınıdikkatli okuyun, sağlık müdürlüğü çiftliğe dönmüş, Allah rızası İçin buraya bir el atın, Sendikanın, Yüksel in Hacer in elinden burayı kurtarın.
Kimliğini açık etmeden sallamaya imkan tanıyan bu platformlarda yazanlar, Şu aşağıdaki yorumlarda atıp tutan arkadaşlar, hepinizden çok eminim ki; Siyasetten emekli olmuş olsa bile Yüksel Yüce’yi gördüğünüzde, “başkanım, başkanım” diyerek envai türlü takla atıyorsunuzdur. Ünal bey ayrılmadan önce yapmadığınız yalakalık kalmamıştır. Hele hele SağlıkSen Sinan beyi gördüğünüzde hürmette hiç kusur etmiyorsunuzdur. Ve hala müdürlük binasına gidiyorsanız İbrahim Çetin’in çayını içmeden geçmiyorsunuzdur. Ve hiç utanıp sıkılmadan bir de adamların arkasından atıp tutuyorsunuz. Bu adamların yüzüne düşündüklerinizi açık açık söylemekten niye çekiniyorsunuz? Yoksa bu insanların, sizin şikayet ettiğiniz şeyleri yıllardır sürdürüyor olması sizin ve sizler gibi olanların korkularından kaynaklanıyor olmasın sakın? Eğer sizin de el içine çıkamayacak bi ayıbınız var da, eli kolu uzun bu adamların bunu ortaya çıkarmasından korkuyorsanız, Lütfen susun, klavye delikanlılığı yapmayın
Hani Hidayet bey daha önce il sağlık müdürüne çağrı diye bir yazı serisi yayınlamıştı ya şimdi bende sağlık müdürümüze bir çağrı yapmak istiyorum Burada yazılanlar yüzünden koskoca bir kurum karalanmaktadır.Sadece dedikodulara dayanan bu iddialara sessiz kalarak , asılsız ve haksız yere insanların suçlanmasına ve koskoca bir kurumun itibarsızlaştırılmasına göz yummaktasınız. İvedilikle bu yazılanların ispatlanmasını ve bunun yayınlanmasını sağlamalısınız. Aksi takdirde bu insanlar bir süre sonra aynı şeyi size yapmaya başlayacaklar. İnsanlar duydukları kötü şeylere çabuk inanır ve çabuk yayarlar. Umarım en kısa sürede bu koyuyla ilgilenirsiniz. Sizde burada yazılanların doğru olmadığını biliyorsunuz o nedenle sessiz kalmamalısınız. Bu şekilde masum olduğunu bildiğiniz insanlara ve temsil ettiğiniz kuruma saygınızı göstermiş olursunuz. Sessiz kalmakta suça ortak olmaktır. Allah herkesi iftiradan ve fesat insanlardan korusun.
Arkadaşın biri ünalın müfettiş raporuyla gittiğini ispatlayan demiş. Büyük ihtimalle bu yorumu yazan fatih yavuzdur. Bak fatih efendi senin adam çaldı.. ihalelerde usulsüzlük yaptı. Usulsüz görevden alınsa şimdiye kadar 50 kere dava açmıştı geri dönmek için. Ahmeti mehmete kırdırdı. Siyasetçileri birbirine vururdu. ONa iftira attı buna salladı.. Cukkayı doldurdu.. oni bunu boşverde sen Hidayet beyin bahsettiği havaalanı pcr olayını anlat
Müdür bey Cumhurbaşkanının iftar yemeğine zamanında gezi olaylarını destekleyen Esin' i neden götürdü. Yazıklar olsun.
Esinin işini çok iyi yaptığını söyleyen dangalak... iyi dinle. Ben bu müdürlükte işimi uzmanımdanda başkan yardimcimdanda hatta başkanımdanda iyi yapıyorum. O zaman benim doktor olsaydım il müdürü olmam gerekiyordu. Hepimiz esinin nasıl başkan yardımcısı olduğunu biliyoruz. Hırsları uğruna en yakın arkadaşı olan ebruya bile yaptıklarını görmedikmi..
Arkadaşın biri Esin için yaptığı işe hakimdir ve çok başarılıdır demiş hatta ibrahim çetin den daha iyidir demiş. Bak güzel kardeşim her işini iyi yapana başkan yardımcılığı verilecek olsa il sağlıkta memur olarak çalışan ve işini en kral şekilde yapan 10 larca adama başkanlık ve başkan yardımcılığı vermek gerekir. bence sen çok saçmalamışsın..
Hızlı giriş yapan yeni müdürle birlikte sabahın köründe otoparkta yer bile bulunamıyordu. Şimdi gidin bir bakın bakalım millet saat kaçta işe geliyor. Antalyanın havasındanmıdır suyundanmıdır her hızlı gelen vites küçültüyor...
Yeni planı anlatayım tüm antalya sağlık duysun... malumsen başkanı sinan ve avaneleri özellikle hilmi ve Recep başkanların başarılı olmamaları için ellerinden geleni yapıyorlar. temmuzda katlandurun gorev suresi bitecek ve adsm ye başhekim yapilacak, yerine bilin bakalım kim gelecek... şaibeli ihalelerin aranan ismi ünal hülür ün ve sinan in sağ kolu emrah erdem... eger müdahale edilmezse planlanan bu. Sağlıkçılar siz emniyete bırakın başkan olmayı memur bile olamazken eski polis başınıza yeniden kral olmaya hazırlanıyor... haberiniz olsun
Yaz baba yaz.... Bir tek sen varsın yolsuzlukları yazan
Önce Dr Ünal HÜLÜR’ün müfettiş raporuyla gittiğini ispatlayın çünki ben öyle olmadığını en yakından bilenlerden biriyim Sonra da amacınız nedir onu söyleyin zira pek Antalya’ya hizmet etmek istemediğiniz farklı amaçlarınız olduğu açık Ya birileri sizi böyle konuşturuyor yada dikkat edin başkalarına maşa oluyorsunuz