Tuz bile kokmuş dedik anımsarsanız… Bunlardan biri de havalimanı yurt dışı yolcularının PCR testi. Malumunuz, Covid salgını sonrası Antalya Havalimanı’ndan yurt dışına giden binlerce yolcu için istenmekte olan PCR testi hizmeti için; Antalya İl Sağlık Müdürlüğü cihazları ve personelleri ile sistemi kurup çalışırken ve kuruma büyük mali getiri sağlarken; bu iş basit bir protokol ile özel bir sağlık kuruluşuna devredildi.
Konu gündeme geldiğinde Ünal Hülür yönetimi, bu devir işlemi ile ilgili Sağlık Bakanlığının tasarrufu olduğu iddiasını dile getirerek sessiz sedasız devri gerçekleştirdiler.
Nedense kimse de bunu garipsemedi?
Sahi bu devir işini bakanlık mı istemişti?
İstemişse bile hangi hukuki gerekçe ile?..
Yoksa söylenenin aksine dönemin İl Sağlık Müdürü’nün ve ekibinin tasarrufu muydu? Daha önce de sormuştuk, hala cevap gelmiş değil…
Hatta dehasını da sormaya da devam ediyoruz. Devir protokolü ve gerekçesi nedir, kamuoyuna açıklanmış mıdır? Kurumun bu devir işleminden ettiği zararı anlamak için hesap uzmanı olmaya gerek yok. Binlerce yolcunun yurt dışına çıkarken yaptırmak zorunda olduğu PCR testini 125 liraya Sağlık Müdürlüğü yürütürken ciddi bir girdi elde ediliyordu. Ekipmanları ile yazıcısından bilgisayarına hatta barkod okuyucusuna kadar çalışır, kurulu sistem, hangi gerekçe ve neye istinaden, bu hizmet bu özel sağlık tesisine bırakıldı?.. ( iki ay sonra ekipmanlar kuruma iade edildi) Tam iki katına 250 liraya ciddi kazanç elde edilecek şekilde; hangi akıl, bu zor zamanlarda, hizmetleri yürütme adına kurumunun kuruşa bile ihtiyacı varken, kazanç elde ettiği bir hizmeti başkasına devreder?
Yeterli personel ve ekipman devlette yoksa kimde var?
Bu özel sağlık tesisi bu işle ilgili tek başına mı bu hizmeti yürütmektedir?
Bir iştirakçi ortak var mıdır? Varsa bu iştirakçi ortak firmadan isimler bir kamu kurumunda yönetici midir? Sağlık müdürlüğü bağlantılı mıdır? Bu devir işleminden haksız kazanç elde eden bir kamu görevlisi var mıdır?
Bu soruların cevabını verecek yetkililer neden hala suskun? İlgili kişiler, yetkili merciler ve hatta bakanlık, bu soruların cevabını vermek durumundadır.
Kamu kurum ve kuruluşları yöneticilerinin şeffaf yönetim anlayışı gereği, hesap verebilirliği ne yine Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bir hukuk devleti olduğundan bahisle; şimdiye değin ortaya koyduğumuz bu soruların cevabı, hukuki zeminde de karşılık bulmalıdır. Adaletin tecellisi ve gereğinin yapılmasını bekliyoruz, takipçisi olacağız.
Ah canım Antalya’m
Ah canın Ülkem
Ah canım Devletim.
Rabbim sonumuzu hayır eyleye…
Selam ve muhabbetle…
Ünal müdürün ekibi göreve devam ediyor. Bu ekip degismezse yeni müdürü de yiyecekler. Görünen o ki bu ekip degişmeyecek. Zaten yeni múdürü kafalamışlar.
kolay mı birilerine bir yerleri peşkeş çekmeden yedi sene görevde kalmak. yazılarınızdan anlaşıldığı kadarıyla sözleşme yenilemek üzere olan başkanıda müdüründen öğrendiği taktiği uyguluyor!!
tuz bile kokmuş yazınızdan sonra Merakla bekliyordum bu yazıyı.. Resmen Bomba Ve fakat; Anlayamadığım Soruların cevabını yetkililer mi verecek? Yoksa savcılık ihbar kabul ederek mi? Yoksa hiç bir şey yokmuş gibi başımızı yukarı kaldırıp her beraber ıslık mı çalacağız
Bir soruda benden olsun? Haftasonları Antalya’da görüntü veren bir BiLenBAY da organizasyonun içinde mi? Eğer iddialar doğru ise bu organizasyonu kurmak profesyonel zeka gerektirir,
Yeni il müdürü acilen konuyu araştırmalıdır. Buradaki rantı kimler kimler üzerinden yemektedir?