Aziz milletimiz çilekeştir.
Neler gördü geçirdi.
Kaç yangın gördü bu sineler.
Kaç canımızı teröre kurban verdik.
Diyarbakır, Suruç, Ankara..
Suriye’de beş yüz bin insan kadınıyla çocuğuyla, genci ihtiyarıyla hunharca katledildi, katlediliyor. 5 milyon insan ülkesini terk etti. Her gün siviller vuruluyor, öldürülüyorlar. Tüm bu yaşananları televizyonlardan izleyenler bu yaşananlara duyarsız kaldı, umursamadı.
Dünyanın en büyük mezarlığı haline gelen Akdeniz’deki ölümcül yolculuğa yüzde bir umuda sarılarak koşanlara kapılarınızı kapattınız. Oysa sizlerin icat ettiği ve tüm Dünya’ya dayattığı Cenevre sözleşmesi gelenler Müslüman olunca rafa kaldırdınız.
Olağanüstü hal ilan ettiniz, askeri sokakta görevlendirdiniz, istihbarat zafiyeti yaşadınız. Dün bize “demokratik değil” dediğiniz ne varsa hepsini ilk eylemde yaptınız.
Yıllardır ülkemizdeki teröre destek verdiniz.
Suriyelilerin, Iraklıların, Doğu Türkistanlıların, Myanmarlıların, Filistinlilerin son beş yıldır her gün yaşadıklarını bir gece yaşadınız.
Yaşadıklarınız sonrasında; İktidara saldırmayan muhalefetiniz, İnternet kesilince #Diren tagı saçmalığına düşmeyen zevatınız, cesetlerinizi ifşa etmeyen basınınız ve olağan hali eleştirmeyen, sizi linç etmeyen, baskı kurmayan dünya devletleriniz var.
Gece saat 03.20’ye kadar yaşadıklarınızı takip ettim. Aklımda deli sorular. Sık sık Türkiye Cumhuriyeti hükümetimize “teröre karşı orantılı güç kullanmak” söyleminizi hatırladım. Bunu nasıl uygulayacaksınız görmek istiyordum. Acaba şimdi bir Fransız vatandaşı, sokak ortasında vurulup al kanı kaldırımlara akarken tıbbi müdahale alınmasına izin verilmeyen saatler geçmesine rağmen kurtarılmayıp ölmesi beklenilen Filistinlinin hissettiğini hissediyor muydu? Ya da patlayan bombalardan kurtulan bir vatandaşınız, Suriye’de mahallesine atılan varil bombasından veyahut Rusya’nın pazar yerini bombalamasından sonra kurtulan sivil anne ve çocuğunun yaşadığı korkuyu artık biliyor muydu?
Bir gecede yaşadığınız terör size birçok gerçeği acı bir şekilde öğretti. Umarım artık Dünya’da yaşanan terör saldırılarının Türkiye gibi karşısında durursunuz.
Durur musunuz? Viktor Hugo’yu hatırlıyorum: “Paris’te bir adam öldürülürse cinayet, Doğu’da 50.000 insan boğazlanırsa bu sadece bir meseledir.”